Son dönemde Avrupa otomotiv endüstrisindeki daralma ve özellikle Alman üreticilerin yaşadığı zorluklar, Türk otomotiv sektörünü yeni risklerle karşı karşıya bırakıyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, Avrupa’da oluşan atıl kapasitenin Türkiye pazarına kaydırılmasının ciddi etkiler yaratabileceğini vurguladı. Peki, bu durum Türk otomotiv sanayisinin geleceği için ne anlama geliyor ve nasıl çözümler geliştirilebilir? Gelin yapılan açıklamayı inceleyelim.

Avrupa Otomotiv Sektöründeki Kriz ve Türkiye’ye Yansımaları

Avrupa’da, özellikle Almanya merkezli otomotiv şirketlerinin karlılık uyarıları ve sektörde yaşanan daralma haberleri, büyük yankı buluyor. Bu bilgilerle birlikte söylemek gerekir ki Türkiye, ihracatının önemli bir kısmını bu bölgeye gerçekleştirdiği için bu gelişmelerin etkisi oldukça önemli hale geliyor.

OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, Alman otomotiv sektöründe yaşanan daralmanın global çapta otomobil pazarında ciddi etkiler oluşturduğunu belirtti. Aynı zamanda Eroldu, “Bu da 2025 yılı beklentilerini ciddi şekilde şekillendiriyor. Bizim açımızdan bakıldığında, Avrupa’nın en önemli ihracat pazarımız olduğu düşünüldüğünde, Avrupa’daki potansiyel pazar daralması sebebiyle oluşabilecek araç fazlasının Türkiye pazarına kaydırılma olasılığını ciddi bir risk olarak görüyoruz. Avrupa pazarlarındaki daralma ve atıl üretim kapasitesi, Türk otomotiv sanayisinin ihracatında düşüşe neden olarak üretimimizi olumsuz etkileyebilir. İhraç pazarlarında yaşanan bu dalgalanmaların etkisini azaltmak için iç pazarda yerli araçların payını artırmamız gerekiyor. Türkiye’nin aşınan üretim rekabetçiliğini güçlendirmek için politika geliştirilmesini önemli görüyoruz; elimizdeki mevcut tesisleri korumak, bu süreçte daha da hayati hale geldi” açıklamasında bulundu.

otomobil piyasası
Görseller temsilidir.

Alman Üreticilerin Rekabet Sorunları

Alman markalar, elektrikli araç piyasasında adaptasyon zorlukları ve yüksek maliyetler sebebiyle Çinli rakiplerinin gerisinde kalıyor. Konuyla ilgili olarak Eroldu, “Çinli markalar, devlet teşvikleri ve düşük üretim maliyetleri sayesinde elektrikli araç pazarında hızla ilerlerken, Alman üreticiler yeni teknolojilere adapte olmada daha fazla kaynak ve zaman harcamak zorunda kalıyor. Bu durum, beklenen satış performansına ulaşmalarını zorlaştırıyor ve sektördeki rekabet avantajlarını etkiliyor. Çin pazarında özellikle elektrikli araç segmentinde hızla yükselen Çinli markalar, Avrupalı ve özellikle Alman üreticilerin pazar payını düşürüyor. Almanya Otomotiv Endüstrisi Birliği (VDA) verilerine göre, 2019’da Çin pazarındaki payı yüzde 26,2 olan Alman otomobil üreticileri, 2024’ün ilk yarısında yüzde 20,3’e geriledi” açıklamasında bulundu.

Bununla beraber OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu sözlerine, “Aynı dönemde Çinli markaların pazar payı yüzde 30’dan yüzde 66’ya yükseldi. Çin’deki tüketici talebindeki bu kayma, Alman üreticiler için kâr beklentilerinin gözden geçirilmesine yol açarak finansal baskıyı artırıyor. Diğer yandan, yükselen enerji ve hammadde maliyetleri, üretim süreçlerini zorluyor ve Alman üreticilerin rekabetçi fiyat sunmalarını engelliyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, Avrupalı otomotiv üreticileri küresel rekabet gücünü koruma açısından ciddi bir sınavdan geçiyor diyebiliriz” ifadeleriyle devam etti.

Alınan Tedbirler

otomobil piyasası

Cengiz Eroldu, ülkelerin yerli üretimlerini korumak ve dış ticarette denge sağlamak adına önlemler almasının oldukça normal bir yaklaşım olduğunu belirtti. Çin’e karşı son dönemde ABD, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin çeşitli tedbirler uygulamaya başladığını ifade eden Eroldu, AB’nin Çinli otomobil şirketlerine yönelik ek vergiler getirmesinin Avrupa otomotiv pazarındaki rekabeti etkileyerek hem üreticiler hem de tüketiciler üzerinde önemli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Vergilerle beraber Çinli üreticilerin devlet desteği sayesinde elde ettikleri düşük maliyetli üretim avantajını dengelemek amacıyla getirildiğini belirten Eroldu, “Henüz yeni uygulamaya konulan bu ek vergilerin tam etkisini değerlendirmek için daha fazla zamana ve veriye ihtiyaç var. Ancak öngörüler, Çinli üreticilerin fiyat avantajını azaltarak satışlarını düşürebileceğini ve Çin menşeli elektrikli araçların Avrupa pazarındaki fiyatlarının yükselmesine yol açabileceğini işaret ediyor.” ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda “Bu vergi düzenlemeleri, Çin ile AB arasındaki ticari ilişkilerde de gerginliğe neden oldu. Çin hükümeti, bu kararın ardından Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikâyette bulunarak misilleme önlemleri alabileceğini açıkladı. İki taraf arasında ticari bir çekişmenin başlaması, uzun vadede ticaret dengelerine yansıyabilir. Ülkemizde de benzer şekilde Çin menşeli araçlara ek vergi devreye alındı ve otomotiv sektörü özelinde bozulan dış ticaret dengesi üzerinde pozitif etki yaratılması hedeflendi. Devreye alınan tedbirleri sanayimizi korumak adına kısa vade için çok önemli görüyoruz. Ancak bu tedbirlerin uzun vadede daha önemli etkileri olacak, Çinli üreticilerin AB içinde ve ülkemizde üretim yapma kararlarını hızlandıracaktır.” cümleleriyle sözlerine devam etti.

Yorum Yap

Please enter your comment!
Please enter your name here