Bajaj’ın Avrupa Anahtarı Türkiye!

 

Kapılarını 26 Şubat’ta açacak ve 1 Mart tarihine kadar ziyaret edilebilecek Eurasia Moto Bike Expo 2015’e güçlü biçimde katılacak olan Bajaj’ın bu yıl içinde satışa sunulacak 3 yeni modeli de ilk kez fuarda sergilenecek. 

 

Dünyanın en büyük 3. motosiklet üreticisi olan Hintli Bajaj Auto’nun ülkemizdeki temsilcisi Kuralkan Holding, kısa sürede pazarda elde ettiği satış adetleri ve iddialı yakın dönem hedefleriyle dikkat çekiyor. Kuralkan Holding, 60.000 m2 kapalı alan ve günlük bin adet üretim kapasitesine sahip fabrikasında üretimini yaptığı Bajaj markasıyla, Türkiye’de bir yıl gibi çok kısa bir sürede yüzde 4.9’luk pazar payına ulaştı. 4.3 milyon adetlik üretimiyle dünyanın üçüncü büyük motosiklet üreticisi unvanını taşıyan Bajaj, Kuralkan Holding ile yaptığı işbirliği çerçevesinde Türkiye’deki hedef çıtasını 2015 yılında ise daha yükseğe koydu. Marka, bu yıl vitesli motosiklet grubunda en az yüzde 10 pazar payı, 2016 yılında ise pazar liderliği hedefliyor. Dünya genelinde şu anda yüzde 10 gibi çok ciddi bir pazar payına sahip olan Hintli marka, global anlamda yüzde 25 pazar payına ulaşmayı amaçlıyor. Hali hazırda Güney Asya’da yüzde 20, Güneydoğu Asya’da yüzde 11, Afrika ve Ortadoğu’da yüzde 49, Latin Amerika’da yüzde 20 pazar payına sahip Bajaj Auto Limited, finans, sigorta, elektrikli ev aletleri, çelik, uluslararası ticaret ve alt yapı tesisleri gibi farklı sektördeki 26 şirket içinde grubun amiral gemisi olmasıyla dikkat çekiyor.  Bu hedefte ise özellikle Avrupa pazarında Türkiye’de yapılan üretim ve satış performansı belirleyici olması bekleniyor.

 

Kuralkan Holding çatısı altındaki Bajaj markasının Satış ve Pazarlama Müdürü Ekrem Ata, Bajaj’ın bu bölgede sadece Türkiye’de üretim yaptığına dikkat çekerek, “Bajaj’ın Türkiye’deki başarısı Avrupa pazarındaki hedefleri için anahtar olacak” dedi. İşbirliğinin boyutlarının büyüyebileceğine işaret eden Ata, şunları söyledi: “Bajaj bizim çok doğru bir adresti. Onlar için de biz doğru adres olduk. İki yıldır görüşüyorduk. Türkiye’de ciddi anlamda bir araştırma yaptılar. Bizim zaten MZ ve Kanuni markalarıyla geçmişten günümüze uzanan bir üretim kimliğimiz var. Kuralkan’ın seçilme sebeplerinden biri de bu üretim imkan ve kabiliyetimiz oldu. Zamanla bu işbirliğinin kapsamı büyüyecektir. Bajaj, Türkiye’yi Avrupa’ya açılış kapısı olarak görüyor” dedi. Bajaj’ın Hindistan dışında kalite hassasiyeti sebebi ile kolay kolay üretim izni vermediğinin altını çizen Ekrem Ata, “Hindistan’da muazzam bir üretim tesisi var. Kendi üretim ve Ar-Ge’leri konusunda çok duyarlılar. Bajaj’ın kalite çizgisi zaten çok yüksek. Dünyada bizden başka üretim yapılan lokasyonlar olarak Meksika ve Kolombiya var. Avrupa ve Ortadoğu eksenini içeren bölgede ise sadece Türkiye var” açıklamasını yaptı. 

 

Markanın Türkiye pazarında çok kısa sürede başarılı sonuçlara ulaştığını kaydeden Ata, şu bilgileri verdi: “Bajaj tüm dünyada motosiklet alanında vitesli dediğimiz segmente yönelik model üretimi yapıyor ve yıllık üretimi 4.3 milyon adete ulaşmış durumdadır. Dünyada toplam vitesli motosiklet üretimi ise 40 milyon adet civarı gelmiş durumdadır. Bu noktada Bajaj, dünyanın üçüncü büyük üreticisi konumundadır. Şu anda global payı yüzde 10 ama hedefleri yüzde 25’e ulaşmaktır. 55 ülkede satışları var. Biz Türkiye olarak 56. ülke olduk”. 

 

Bajaj’ın ürün gamının tüm müşteri gruplarına hitap ettiğini belirten Ata  “Bajaj Grubuna ait Türkiye’de üretimini yaptığımız 2 farklı model ailesinin fiyatları 2 bin 900 TL’den başlıyor ve 5 bin TL’ye kadar çıkıyor. Bajaj markasının özellikle motor severler arasında efsane haline gelen Pulsar serisi modellerini ise ithal ederek müşterilerin beğenisine sunuyoruz, bu modellerin fiyatları ise 8 bin TL civarındadır” dedi. Ekrem Ata, “Japon markalı motosikletlerin seviyesinde teknoloji ve üretim kalitesinin yanı sıra Çin markalı motosikletlerle yarışacak fiyat skalasına sahip olmasıyla farkındalığını arttıran Bajaj markası, Türkiye çapında Kuralkan Holding tarafından oluşturulan 131 adet yetkili servis ve 113 adet yetkili bayili yaygın satış/satış sonrası ağına sahip olmasıyla da bir adım öne çıkmaktadır” açıklamasında bulundu. 

 

Olumsuz koşullara rağmen sektörün gelecekte adından çok daha fazla söz ettireceğini öngördüklerini kaydeden Ata, sektörle ilgili beklentilerini şöyle anlattı: “Türkiye’de son 4 yıldır 180 bin ile 200 bin arasında değişen bir toplam motosiklet pazarı var. 2014 yılı 180 bin 38 adetlik toplam satışla kapandı. Bir önceki yıla göre sektörde yüzde 3,5 daralma yaşandı. Bununla birlikte özellikle 2008 yılından itibaren devam eden yüksek kaliteli ürüne olan rağbet her geçen gün belirgin şekilde artıyor. 2008 yılında yüzde 80’ler seviyesinde olan ağırlıklı Çin pazarından gelen marka/modellerin pazardan aldığı pay, 2014 yılında yüzde 51’lere kadar düşmüş görünüyor. Bu ayrışmanın önümüzdeki 3 yılda keskin bir şekilde devam edeceğini ön görebiliriz. Türkiye’de 2006 yılında yıllık Çin mallarının etkisiyle Pazar adedi yılık 600 binlere gelmişti. Çoğu ilk defa motosiklet ile tanışmıştı, beklentiler yüksek idi. Tüketici istediği kaliteyi, ürünü ve satış sonrası desteği bulamayınca hızlı bir şekilde pazarı terk etti. Yüzbinlerce ürün kısa sürede adeta çöp oldu. Ancak piyasa kendi ayrışmasını acımasızca yaptı. Artık mutlaka kaliteli ürün aranıyor” diyerek sözlerini sürdürdü. 

 

 

“2020 yılında toplam pazarın 1 milyonlara gelmesi sürpriz değil” diyen Ata “Bajaj’ın da bu yönde bir analizi var. Bunda itici güç tüketicinin bilinçlenmesi olacak. 3-4 yıl sonra ben sektörün sadece 5-6 firmayla yol alacağını düşünüyorum. Yeni müşteri sayısı hızlı büyüyor. Bu yeni müşteriler bizi umutlandırıyor. Motosiklet değiştirme sıklığı ortalama 4 yıl olduğunu düşünecek olursak hem yeni müşteriler hem bu değişim süresine paralel 2006’daki gibi pazarda bir satış patlaması bekliyoruz. Biraz fiyat istikrarı olursa 200 binlik Türkiye pazarı, çok yakın bir süreçte 300-400 binli adetlere çıkabilir. Türkiye’de motosikletin fazlasıyla geleceği olan bir sektör olduğuna inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı.