Skoda Roomster | Kalıpların Dışında…

Skoda markası özellikle VW Grubu bünyesine geçtikten sonra kalitesini ve çizgisini yukarı taşımış olsa da, tasarım yönünden hep bir şeyler eksik kaldı. Rakiplerinden teknoloji anlamında hiçbir eksiği olmayan bu otomobiller tasarım yönünden biraz tutucuydular. Skoda’nın yeni tasarım çizgisini gösteren Skoda Roomster ‘ın görevi pratik kullanıma sahip bir MPV’nin tasarım yönünden de sıkıcı olmayacağını göstermek.

İlk defa 2003’te Frankfurt Otomobil Fuarı’nda konsept olarak gösterilen Roomster’ın üretim versiyonu 2006 Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtıldı. 2014 yılına kadar da üretilmeye devam etmiştir. Sonrasında yerini YETI‘ye bırakmıştır. Üçü benzinli, üçü turbodizel olmak üzere toplam altı motor seçeneği bulunuyor. İki 1.4 lt TDI ve bir de 1.9 TDI 105 HP’lik seçeneklerden oluşan TDI motor seçenekeeri var.

Karma tasarım

Bazı parçaları Fabia ve Octavia’yla ortak olan Skoda Roomster ‘ın tasarımına profilden göz attığımızda ön kapının yukarı doğru göz okşayan bir şekilde kavis yapan çizgisinin

tavanla buluştuğunu görüyoruz. Gözler arka kapıyla ön kapı camlarının alt çizgilerinin de böyle yumuşak bir şekilde birleşmesini beklerken karşınıza sert bir birleşim çıkıyor. Roomster’a farklı bir tarz katan bu tasarımın asıl artısını arka koltuk yolcuları yaşıyor. Arka koltuktaki yolculara ferah bir görüş alanı sağlayan geniş camlı tasarım özellikle çocuklu ailelerin hoşuna gidecektir. İç mekanda akılcı çözümler barındıran Roomster’ın VarioFlex adı verilen değişken arka koltuk sistemi farklı ihtiyaçlara göre ileri-geri yapılabiliyor, sökülebiliyor ve katlanabiliyor. Fakat 11 kg ağırlığındaki bu koltukları sökmek bayanlar için biraz zahmetli olacaktır. Arka orta koltuk yerinden çıkartıldığı zaman arka sağ ve sol koltuk 110 mm içe doğru kaydırılabiliyor. Bu şekilde dirsekler ve omuzlar için inanılmaz bir serbestlik sağlanıyor. Arka koltukların diğer özelliğiyse sırtlık açılarının ayarlanması ve ileri-geri hareket edebilmeleri.

Sürücü koltuğuna geçildiğinde VW Grubu’ndan tanıdık kumandalar sayesinde fazla zorluk yaşamıyorsunuz. Kalite hissi yeterli olan ön konsolda işçilik yönünden de belirgin bir sorun göze çarpmıyor. Erişmesi zor bir kumandanın bulunmadığı kokpitte müzik sistemi kumandalarının tamamı aydınlatılmamış. Fazla büyük bir sorun olmasa da radyo kanallarını hafızaya almaya yarayan düğmelerin (müzik sisteminin ekranının sağ ve solunda üçerli gruplar halinde bulunan) aydınlatılmış olması gerekirdi.

Başarılı yol tutuş

Roomster’ın sürücü koltuğuna geçip kontağı çevirdiğinizde 1422 cc’lik motorun biraz sesli çalıştığı fark ediliyor. Motorun 3 silindirli ve pompa meme enjeksiyonlu olması nedeniyle karakteristik olan bu ses VW Grubu’nda aynı motora sahip diğer araçlarda da mevcut. Fakat rölanti devirlerinde kulağa gelen ve motor ısınsa da geçmeyen ses test aracımıza özgü olsa gerek. Motor fazla güçlü hissi vermese de, alt devirlerde bile yeterli çekişi sunarak sürücüsünü strese sokmuyor. Test ölçümlerinde 0-100 km/s hızlanmasını 15.1 saniyede tamamlayan otomobilin 6.5 lt/100 km’lik test tüketim ortalaması mantıklı seviyede. Yüksek yapısına rağmen yan rüzgarlardan fazla etkilenmeyen otomobilin viraj tutumu da son derece başarılı. Sürüsü genel olarak kolay olan araçta kalın B sütunu nedeniyle, eğer uzun boylu bir sürücüyseniz ve koltuğu geriye kalmak zorunda kalıyorsanız yan görüş biraz kapanıyor.

Tarık AKAGÜN

Teknik Özellikler