Ülkemizde bir süredir dur durak bilmeden artan sıfır ve ikinci el otomobil fiyatları tüm alıcıların ortak şikayeti haline geldi. Fiyatların artmasındaki en önemli iki etmeni saymamız gerekirse bunlardan ilkine kurlar diğerine de ÖTV zammı dersek yanlış olmaz. Bir süredir ateşi giderek düşen Dolar ve Euro kurundaki azalma akıllara “Otomobil fiyatları düşer mi?” sorusunu getiriyor. Otomobil pazarı Ekim ayının başından beri durmuş vaziyette. Ay başında aniden yükselen döviz kurları, sonrasında yine kurda yaşanan ani düşüş ve faiz indirimi beklentisi; alıcıları beklemeye sevk etti.
Fahiş fiyatlar ikinci el satışlarını azaltıyor
Türkiye’de otomobil ithalatı denince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Minoto ve Albayrac CEO’su Ferhat Albayrak otomobil pazarındaki durumu şu sözlerle açıkladı:
“Pazarda şu anda geçmiş aylardaki kadar yoğun bir talep yok. Daha çok siparişi önceden verilmiş, sırada bekleyenlerin yarattığı bir hareket var. Yeni talep çok azalmış durumda. Müşteri dövizin düşmesi ile hemen fiyatlarda aşağı yönlü revize edileceği beklentisine girdi. Biz kendi şirketimizde bunu yaptık ve çok pozitif tepki aldık” dedi. Albayrak, ikinci el pazarında da fahiş fiyatların satışları azalttığını söyledi. Albayrak, “İkinci el fiyatlarında yüzde 15’lik bir köpük var. Satışların artması için bu köpüğün azalması lazım. Bunun da 2021’in ilk çeyreğinde, stok sorununun önemli oranda ortadan kalkması ile olacağını düşünüyoruz”
Satışlar azalsa da yıl sonu tahmini değişmedi.
Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer, Ekim ayıyla birlikte önceki ivmenin azaldığını; değişken kur oranlarının alıcıların otomobil alma planlarını ertelemesine sebep olduğunu aktardı. Kılıçer: “Bizde de ciddi düşüşler var. Ancak pazar tahminimizi değiştirmedik. Yıl sonunda 650 bin adetlik otomobil satışı öngörüyoruz” dedi.
OSD Başkanı Haydar Yenigün ise 1 milyon adetlik iç pazar hedefi için kalıcı düzenlemelerin önemini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “Daha fazla araç satışı ile vergi gelirini yükseltmeyi hedefleyen, satın alma vergi yükünün aracın kullanım sürecine yayıldığı bir vergi sistemi ve yaşlı araç değişim programı ile iç pazarın önce 1 milyon ardından 1,5 milyon sonrasında da 2 milyon adetlik potansiyeline kısa sürede ulaşabileceğini düşünüyoruz. OSD olarak gelecekten beklentimiz, değişen otomotiv eko-sisteminde ülkemizin mevcut rekabetçiliğinin korunması ve geliştirilmesini hedefleyen uzun vadeli planlar üzerine kurgulu bir yaklaşım ile ihracatımızı artırmak, öngörülebilir ve büyüyen bir iç pazar ile ülkemize daha fazla yatırım gelmesi için gerekli ortamın oluşturulması.”
