Dünya üzerinde tasarlanıp üretilmiş çoğu araç ve gereç aslında canlılardan esinlenilerek yapılmıştır dersek yalan söylemiş olmayız diye düşünüyorum. İnsan vücudunun dışarıdan aldığı besinleri oksijeni kullanarak yakarak karbondioksit ve suya çevirmesi aslında bizlere özgü bir durum değil sadece. Otomobillerde de organik bileşen olarak fosil yakıtı oksijen eşliğinde yakarak karbondioksit,su ve diğer bileşenleri egzozdan yollayan içten yanmalı motorlar mevcuttur. İşte bugünkü konumuz o bileşenlerden insan vücudundaki muadili akciğer olan emme manifoldu.
Emme Manifoldunun Görevi Nedir ?
Emme manifoldu araca hava filtresinden alınan havanın geçtiği ve ayrı ayrı silindirlere dağıtıldığı parçadır. Asıl görevi ilettiği havanın diğer bir deyişle akışkanın, her bir silindire eşit miktarda dağıtılmasını sağlamaktır. Çoğu içten yanmalı motor dört zamanlıdır. Bunlar sırası ile emme, sıkıştırma, yanma ve egzozdur. Emme sırasında açılan subaplar silindirin içine istenilen hava yakıt karışımını sağlayacak kadar hava alır. Diğer üç aşama sırası ile tamamlandıktan sonra tekrardan emme subabı açılır.
Motorun Neresinde Bulunur ?
Emme manifoldu araç kaputunu kaldırdığınızda motorun geometrik oryantasyonu göz önünde bulundurulduğunda farklı yerlerde bulunabilir. Motor bloğunu bir düzgün dikdörtgen olarak düşünürsek dikdörtgenin bir kenarına paralel bir şekilde kaburga benzeri bir yapıya sahip olarak gözlemlemek mümkündür. Ancak benzer bir yapıya egzoz manifoldu da sahip olduğu için ikisini karıştırmak mümkündür. Egzoz manifoldu maruz kaldığı yüksek sıcaklıklardan ötürü daha aşınmış gözükecektir ve çoğu zaman dökme demirden imal edilir. Emme manifoldu ise genelde hava filtresine yakın bir şekilde gözlemlenebilir ve üretiminde aluminyum duruma göre plastik kullanılabilir.
Aşırı Beslemeli ve Atmosferik Motorlar Arasındaki Fark Nedir ?
Aşırı beslemeli motorlar hava filtresinden gelen havayı önce sahip oldukları kompressör veya turbodan geçirip daha sonra geçen havanın soğutulduğu bir eşanjör olan intercooler üzerinden emme manifolduna yollarlar. Bu sayede motora soğuk yani yoğun oksijenli hava silindire ulaşmış olur. Ancak atmosferik araçlarda bu durum farklıdır. Hava filtresi genelde emme manifolduna bağlıdır ve pistonların hareketi ne kadar hızlanırsa o kadar hava-yakıt karışımı silindire ulaşır. Bu yüzden atmosferik araçlar devir çevirdikçe maksimum güçlerine ulaşırlar. Turbolu araçlar ise asıl güçlerini en verimli hava debisinin en verimli sıcaklıkta silindire iletildiği devir bandında verirler.
