Hayat Kurtaran Sürücü Yardım Sistemleri ve Özellikleri IV olarak derlediğimiz yazı serimizin dördüncüsünü sunuyoruz. Ancak öncelikle sürücü yardım sistemleri hakkında genel bilgi edinmek için linkini bıraktığımız yazımızı inceleyebilirsiniz.
Hayat Kurtaran Sürücü Yardım Sistemleri ve Özellikleri IV
Fren Diski Silecekleri (Brake Disc Wipers (BDW))
Bu terimin temiz bir ön camla hiçbir ilgisi yoktur. Fren balatalarına uygulanan hafif basıncın bir sonucu olarak fren diski sileceği, şiddetli yağmur sırasında fren disklerinin “yumuşak” bir kuru frenleme yapmasını sağlar. Sonuç, fren tepkisinin ve performansının optimize edilmesidir. Bu prosedürü başlatmak için yağmur sensörü gerekli sinyali ABS kontrol ünitesine gönderir.
Arabadan Arabaya İletişim (Car-to-Car Communication)
Arabadan arabaya iletişim modelleri geliştirilmektedir. Bu, yol kullanıcılarının veya araçların kendi kendine yeten bir sistem (cep telefonu şebekesi olmadan) aracılığıyla doğrudan birbirleriyle iletişim kurmasıdır. Bu sayede araçlar birbirleriyle trafik bilgilerini ve benzeri çalışma durumlarını paylaşır. İlgili sürücüler veya araçtaki destek sistemleri daha sonra tehlikeyi görmeden fikir edinebilir. Ayrıca trafik sıkışıklığı gibi veya potansiyel olarak tehlikeli bir duruma hızlı bir şekilde hazırlanabilir. Örnek bir uygulama elektronik stop lambasıdır.
Çarpışma Önleme Sistemi (CAS – Collision Avoidance System)
Çarpışmalardan kaçınmak, herhangi bir sürücü yardım sisteminin temel gereksinimidir. Prensip olarak, park yardımı söz konusu olduğunda bile, her zaman bir çarpışmayı önlemek için tasarlanmış sistemler mevcuttur. Ancak, uzun zamandır teknolojik gelişme işleri biraz daha ileri götürüyor. Acil durum fren asistanları, şerit tutma veya kavşak asistanları modern araçlara doğru ilerliyor. Araç üreticileri araştırma ve geliştirme alanındaki ortaklarla işbirliği yaparak çarpışmaları en baştan önlemek için daha akıllı sistemler geliştiriyor.
Gelişmiş Çarpışma Önleme Sistemlerinden bahsediyoruz. Ve zorluk şudur: Uzun mesafeli radar ve mevcut sistemlerin akıllıca genişletilmesi yoluyla araç ortamının daha geniş bir şekilde algılanması. Tüm bunların ana kahramanı, ilgili sensörler ve kameralar tarafından sağlanan bilgi miktarıdır. Ve bu gelecekte diğer araçlar tarafından sağlanacak bilgilerdir. Bu bilgilerin akıllıca işlenmesi gerekmekte ve alınacak uygun önlemlere dönüştürülmelidir. Ayrıca, bir yardım sisteminin müdahalesi yoluyla yoldaki diğer sürücülerin tehlikeye düşme olasılığını düşürür. Tüm araçlar aynı teknolojiye sahip değildir ve bu durumda üçüncü bir şahıs tarafından tehlikeye maruz kalabilir. Bu konu otonom sürüş düzeyine daha ileri götürülecektir. Yukarıda bahsedilen ikilem gibi sorunlar elbette tüm tartışmalarda büyük rol oynayacaktır.