Hyundai, birçok otomotiv üreticisi gibi hidrojenin geleceğin yakıtı olduğuna inanıyor. Bu yüzden Hyundai’den Hidrojen Üretimine 1.1 Milyar Dolarlık Kaynak sağlandı. Hyundai, hidrojen üretimine doğru şaşırtıcı bir şekilde 1,1 Milyar Dolar kaynak sağladı. Güney Koreli otomotiv üreticisi Hyundai dahil çoğu otomobil üreticisinin, hibrit veya elektrikli araçlara büyük yatırımlar yaptığı bir zamanda Hyundai hidrojen üretimine de yoğunlaşıyor. Bu yüzden Hyundai’nin neden hidrojen veya hidrojen yakıt hücresi üretimine önem verdiği merak ediyoruz. Cevap biraz karmaşık, ama sizin için çözmeye çalışacağız. Kısacası Hyundai Grubu, Hyundai Motor ve Kia Motor gibi otomobil üreten yan kuruluşları olan büyük bir holdingdir. Ayrıca Güney Koreli üretici Hyundai Rotem de tren üretimi de gerçekleştirmektedir. Hyundai arabalarını, trenlerini ve onları çalıştıran diğer birçok bileşeni yapan robotları ve makineleri de üretiyor. Ancak 1,1 Milyar Dolar, otomobil parçaları ve bileşenleri üreten Hyundai Mobis tarafından kullanılacak.
1,1 Milyar Dolar Dünya Hakimiyeti İçin Kullanılacak
2018 yılında Güney Koreli üretici Hyundai, yakıt hücresi yığınlarından onları çalıştıran elektronik sistemlere kadar uzanan eksiksiz bir üretim hattı kuran ilk şirket oldu. Chungju’daki bu tesis, yılda 23.000 yakıt hücresi üretme kapasitesine sahiptir. Yeni yatırımla Hyundai Mobis, Kore’de iki yeni yakıt hücresi tesisi kuracak. İlk tesis, Incheon, Cheongna Uluslararası Şehri’ndeki Sanayi Kompleksi’nde olacak. İkinci tesis, 2023 yılının ikinci yarısında inşa edilecek ve her yıl 100.000 hidrojen yakıt hücresi üretme kapasitesine sahip olacak. Bu, Hyundai Mobis’in dünyanın en büyük yakıt hücresi üreticisi haline gelmesiyle sonuçlanacak ve Güney Koreli şirketin işini çeşitlendirmesine ve dünya hakimiyeti elde etmesine olanak tanıyacak! Tabii ki yakıt hücresi üretiminde piyasanın öncüsü olmayı hedefleyen Hyundai, elektrikli araç üretiminde de geride kalmayacak.
Yeni Yakıt İhtiyacı Sadece Arabalarla İlgili Değil
Hyundai’nin hidrojen yakıt hücrelerine bu kadar yoğun yatırım yapmasının nedeni, tek bir boyutun herkese uymamasıdır. Elektrikli araçlar, otomobil üreticilerinin araçlar için aldığı bir yön olsa da diğer uygulamalar veya kullanım senaryoları için alakasız olabilir. Lityum iyon piller, arabalar ve kişisel ulaşım için işe yarayabilir fakat inşaat araçları, yük gemileri veya diğer ticari uygulamalarda kullanılan araçlar için yararlı olmayabilirler.
Bataryalı elektrikli araçların sorunu şarj süresinin uzun olmasıdır. Yolu kapatan bir şeyi kaldırmak için acil bir durumda forklift sipariş ettiğinizi hayal edin. Elektrikle çalışıyorsa gelir fakat görevini yerine getiremez. Yani şarj etmek için 20-30 dakika daha beklemeniz gerekiyor. Aracın bu aksama süresi, bazı uygulamaların karşılayamayacağı bir şey olarak, onu işe yaramaz hale getirecektir.
Dolayısıyla içten yanmalı motorun gelişimi durdurulacaksa başka bir alternatif olmalıdır. Ayrıca çocukluğumuzdan beri öğretilen ve çok iyi bildiğimiz “Bütün yumurtaları tek sepete koymak çok riskli!” cümlesi, Hyundai’nin stratejisine uymaktadır.
Hyundai Nexo’nun Geleceğini Belirler mi?
Tucson FCEV’nin üretimden kaldırılmasının ardından Hyundai Nexo, markanın ürettiği tek hidrojen yakıt hücreli elektrikli araç oldu. Nexo, hidrojen yakıt ikmali altyapısı sunan dünyanın birçok yerinde satılmaktadır. Şimdiye kadar Chungju tesisi yalnızca bu FCEV SUV’nin ihtiyaçlarını karşılıyordu. Ek olarak Hyundai, 2020 yılında dünyanın ilk ağır hizmet yakıt hücreli kamyonu olan XCIENT Fuel Cell’i de tanıttı.
Yeni yatırımla ilerleyen Hyundai, hidrojen yakıt hücresi üretim operasyonlarını ölçeklendirmeyi ve çeşitlendirmeyi hedefliyor. Hyundai, inşaat makineleri ve lojistik ekipman gibi diğer işletmelere tedarik etmek istiyor.
Hyundai’nin Hidrojen Geleceğine Bağlılığı
Eylül 2021 yılında Hyundai, ilk “Hydrogen Wave” dijital etkinliğine ev sahipliği yaptı. Hyundai, 2040 yılına kadar ‘Herkes, Her Şey ve Her Yer’ için Hidrojeni yaygınlaştırma planlarını açıkladı. Hidrojen enerjisi ve küresel bir hidrojen toplumu için bir vizyona sahip bir ekosistem yaratmak için yola çıkıyor.
Hyundai, 2023 yılına kadar 200kW’a kadar güç üreten yeni nesil yakıt hücresi sistemlerini tanıtacak. O zamana kadar yakıt hücrelerinin maliyetlerinin %50 oranında düşeceğini ve boyutunun %30 oranında küçüleceğini öngörüyor. Hyundai, 2028 yılına kadar tüm ticari araç portföyünü Hidrojen Yakıt Hücreli Araçlara dönüştürmeyi planlıyor. Bu strateji ve plan Hyundai’yi bunu yapan ilk otomobil üreticisi yapıyor. Ayrıca Hyundai 2030 yılına kadar Hidrojen FCEV’lerin akülü elektrikli araçlarla karşılaştırılabilir bir fiyat noktasına ulaşacağına inanıyor.
Hepsi bu kadarla kalmıyor… Hyundai halihazırda hidrojenle çalışan bir forklift geliştirmiş olsa da inşaat makinelerine de girmeyi düşünüyor. Hydrogen Wave etkinliğinde yalnızca hidrojen yakıtlı bir araç üzerinde çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda Hyundai başka hidrojen uygulamalarını da ortaya çıkarıyor. Örnek olarak Trailer Drone, 1.000 km menzile sahip, tamamen otonom, hidrojenle çalışan bir konteyner taşıma sistemidir. Uzaktan ve otonom olarak çalıştırılabilen uçan bir kurtarma uçağı, zor durumlarda hayat kurtarmak için kritik öneme sahip olabilir. Hepsinden en heyecan verici olanı, maksimum 500kW (680 hp) üzerinde çıkışa sahip yüksek performanslı dört kapılı bir spor otomobil olan Vision FK‘dir ve 0-100 km/s’ye dört saniyeden daha kısa sürede ulaşır. Ama daha da önemlisi, 600 kilometrelik bir menzil sunuyor.
Hyundai, yalnızca hidrojenin gelecekte araçlara güç sağlayacağına inanmıyor. Hidrojen gücünün, evlerimize, binalarımıza ve hatta enerji santrallerimize de güç sağlayan sürdürülebilir bir enerji çözümü olabileceğine kesinlikle inanıyor. Bu inanış, Hyundai’den Hidrojen Üretimine 1.1 Milyar Dolarlık yatırımla daha da güçlenecektir.
