İçten yanmalı araçlarla elektrikli modellerin bir karması olarak karşımıza çıkan hibrit araçlar, farklı türleri sebebiyle zaman zaman kafa karışıklığına yol açabiliyor. Hibrit ve plug-in farkı da bu sebeple en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Aslında hibrit modellerin bir alt türü olarak kabul edilen plug-in araçlar, temelde batarya kapasitesi ve ve şarj özellikleriyle klasik hibrit teknolojisinden ayrılıyor. Ortaya çıkan bu farkın detaylarını farklı başlıklarda inceleyelim.
Hibrit Araç Teknolojisi
İngilizcedeki hybrid kelimesinden gelen ve Türkçeye hibrit olarak yerleşen bu kelime, anlam olarak iki farklı güç kaynağının bir arada bulunmasını ifade ediyor. Buradan da kolayca çıkarım yapabileceğimiz gibi hibrit araçlar hem elektrik teknolojisinden faydalanıyor hem de içten yanmalı motor ile çalışıyor. Çalışma prensibi ise yakıt tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltırken enerji verimliliğini artırmak. Ancak bunu yaparken aracın dışarıdan elektrikle şarj edilmesi gerekmiyor.
Yalnızca yakıt ile çalışan klasik hibrit araçlar, ihtiyacı olan elektriği kendi içerisinde üretebiliyor. Aracın hareket halindeyken veya fren yaparken ürettiği enerji depolanıyor ve gerektiğinde kullanılıyor. Bu tür araçlarda, düşük hızda ve hızlanma süresince elektrikli motor kullanılıyor. Motorun ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisi ise kendi kendini şarj edebilen bir batarya yardımıyla sağlanıyor. Hibrit araçlarda kullanılan bataryalar, kinetik enerji ile şarj işlemini gerçekleştiriyor. Burada da hibrit dünyasında mutlaka karşınıza çıkacak olan rejeneratif frenleme kavramı ortaya çıkıyor. Rejeneratif frenleme sistemiyle birlikte sürücü frene bastığında ortaya çıkan enerji bataryada depolanıyor.
Böylece kendi kendini şarj edebilme özelliği sayesinde aracın dış bir kaynaktan enerji depolamasına gerek kalmıyor. Yani araçtaki elektrikli motor, geleneksel olarak tanımladığımız içten yanmalı motor ile entegre şekilde çalışıyor. Sonuç olarak daha az yakıt tüketimi, daha az zararlı gaz salınımı ve daha yüksek verim sağlanmış oluyor. Hangi motorun hangi hızda ve durumda devreye gireceği ise araçta otomatik olarak belirleniyor.
Hibrit araç teknolojisine dair daha fazla bilgi için bu yazımıza da göz atabilirsiniz!
Plug-in Hibrit Araçlar
Plug-in hibrit araçlar, adından anlaşılacağı gibi temelde bir hibrit araç türü. Bu nedenle klasik hibrit araç teknolojisi ile plug-in arasında büyük farklar bulunmuyor. Kısaca PHEV olarak isimlendirilen bu modeller, tıpkı hibrit araçlarda olduğu gibi hem elektrikli motor hem de içten yanmalı motoru birlikte kullanıyor. Ancak bu tasarımda elektrikli motorun daha ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü plug-in hibrit araçlarda daha büyük kapasiteli bataryalara yer veriliyor ve en önemlisi bu bataryalar, tamamen elektrikli modellerde olduğu gibi dışarıdan şarj edilebiliyor. “Plug-in” kelimesi İngilizcede “prize takmak” ya da “elektrik devrelerine bağlantısı bulunan priz” gibi anlamlarda kullanıldığından yine buradan da iki tasarım arasındaki farkı ayırt edebilmek oldukça kolay.
Plug-in araçların çalışma prensibi hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın!
Plug-in ve Hibrit Araç Özelliklerinin Karşılaştırması
İçten yanmalı motor ile elektrik teknolojisini bir araya getiren hibrit ve plug-in araçların hem benzer hem de birbirinden farklı yönleri bulunuyor. PHEV araçlar birer hibrit araç türü olduğu için benzerlikleri de temel özellikler çerçevesinde ortaya çıkıyor. Farklılıklar ise genellikle elektrikli motor kullanımı ve batarya özellikleri bakımından inceleniyor.
Benzerlikler
Hem hibrit hem de plug-in hibrit araçlar, içten yanmalı motor ve elektrik motorunun birleşimiyle çalışıyor. Her iki araç türü de geleneksel benzinli araçlara göre daha az karbon emisyonu ve yakıt tüketimi sunması yönünden kullanıcılara avantaj sağlıyor. Ayrıca her iki sistem de frenleme sırasında oluşan enerjiyi geri kazanarak bataryalarını şarj ediyor ve bu da genel verimliliği artırıyor.
Farklılıklar
Hibrit ile plug-in arasındaki farkı, batarya kapasitesi ve şarj edilebilirlik özelliği olarak özetleyebiliriz. Plug-in hibrit araçlar, daha büyük bataryalara sahip oldukları ve dışarıdan şarj edilebildikleri için tamamen elektrikli olarak çok daha uzun mesafeler kat edebiliyor. Öte yandan standart hibrit araçlar daha küçük bataryalar ile çalışıyor ve bu bataryalar yalnızca aracın ürettiği enerji ile şarj ediliyor. Böylece plug-in hibritlerin çevre üzerindeki etkisini de azaltmış oluyor. Bu açıdan özellikle şehir içinde tam elektrikli kullanım için daha uygun bir alternatif olduğunu söylemek mümkün.
Bu iki teknolojiyi birkaç önemli başlık üzerinden de karşılaştıracak olursak şu sınıflandırmaları yapabiliriz:
Batarya Kapasitesi ve Şarj Edilebilirlik
- Hibrit araçlarda daha küçük bataryalar kullanılıyor ve bu bataryalar yalnızca aracın hareketi sırasında üretilen ve frenleme ile geri kazanılan enerji ile şarj ediliyor.
- Plug-in araçlar (PHEV) daha büyük bataryalara sahip ve elektrikli araçlar gibi dışarıdan elektrik prizi veya şarj istasyonu aracılığıyla şarj edilebiliyor. Bu özellik, plug-in hibritlerin tamamen elektrik modunda daha uzun mesafeler kat etmelerine imkan tanıyor.
Elektrik Kullanım Mesafesi
- Hibrit araçlar genellikle kısa mesafelerde elektrik motorunu kullanıyor ancak sürüşün büyük bölümünde içten yanmalı motor devreye giriyor.
- Plug-in hibrit araçlar tamamen elektrikli mod ile şarj durumuna bağlı olarak genellikle 20-80 kilometre arası bir mesafe kat edebiliyor. Bu da günlük şehir içi kullanım için ortalama bir menzilde yalnızca elektrik ile sürüş yapabileceğiniz anlamına geliyor.
Yakıt Verimliliği ve Çevresel Etki
- Hibrit araçlar yakıt verimliliği sağlasalar da elektrikle gidilebileceği mesafe oldukça sınırlı.
- PHEV teknolojisinin kullanıldığı araçlar ise daha uzun elektrikli kullanım mesafesi sayesinde daha az yakıt tüketip karbon emisyonunu azaltma işlevini daha fazla yerine getirebiliyor.