Benzinli araç reklamlarıyla ilgili İngiltere’de hazırlanan kampanya akıllara hep aynı soruyu getiriyor. Elektrikli araçların hızla arttığı dönemde benzinli araçlara alkol ve tütün ürünlerinde karşılaştığımız zorunlu spotlar gelir mi?
Tütün reklamları bu günlerde genellikle yasaklanıyor, hatta paketlerine tek tip olma ve uyarı zorunluluğu getirildi. Öyleyse neden gezegene zarar veren benzinli araç reklamlarını yasaklamayalım? Ya da cezbediciliklerini kısarak uyarı zorunluluğu getirmeyelim sorusu gündemde.
Benzinli Araç Reklamlarına Karşı Badvertising Kampanyası
Malumunuz pek çok ülke artık tütün ürünleri reklamlarını yasaklıyor. Hatta bazıları artık halk sağlığını korumak için abur cubur satışlarını da sınırlıyor. Hepsi reklamı azalttı veya tamamen sona erdirdi. Çevreciler, öyleyse neden aynı şeyi yüksek karbonlu ürünleri ve yaşam tarzlarını teşvik eden, insanların sağlığına zarar veren ve gezegeni ısıtan araçların reklamlarda da yapmayalım diye düşünmüşler. Badvertising adlı bir kampanyanın geliştirdiği argüman olan SUV olarak da bilinen, yüksek derecede kirletici araçların tanıtımını sona erdirmeye odaklanan İngiltere’de buna benzer yasaklar için artan baskı var.
Benzinli Araç Karşıtı Olan RTA Kimdir?
Hızlı Geçiş İttifakı (RTA), insanoğlunun gezegenin ekolojik sınırları içinde yaşamak ve küresel ısınmayı 1,5 ° C’nin altında sınırlandırmak için “sürdürülebilir yaşam tarzlarına yönelik yaygın davranış değişikliği gerçekleştirmesi gerektiğini” savunan İngiltere merkezli bir gruptur.
İttifak, projelerin ve toplulukların küresel ısınmasının etkilerine nasıl dayanabileceğini duyurma çalışmalarının bir parçası olarak, başarılı olabileceğine inandığı Badvertising’ı da destekliyor.
Sigara İçin 40 Yıllık Direnç Kırıldı
RTA, lehlerine üç faktör olması koşuluyla reklam yasaklarının daha önce işe yaradığını savunuyor. Güvenilir kaynaklardan sağlanan güçlü kanıtlar, açık kampanya ve politika yapıcıların ciddiye aldığı halk sağlığına yönelik bir tehdit. Öyle olsa bile, İttifak, çıkarları olanların gelirlerini tehdit eden değişikliklere karşı çıkacağını söylüyor. Reklam, tüketimi artırmanın önemli bir yoludur ve bizi “sonuna kadar alışveriş yapmaya” teşvik eder. Bu yüzden, 2020’de dünya reklam harcamalarının Covid-19 salgınına rağmen 2019’a göre yüzde 7,0 artarak 691,7 milyar ABD dolarına (520 milyar £) ulaşması bekleniyor.
Bu rakam, 2008 mali krizinden sonra Çin’in altyapı yatırım programından ve OECD’nin kalkınma yardımı komitesinin 30 üyesi tarafından 2018 yılında gelişmekte olan ülkelere sağlanan 153 milyar dolardan dört kat fazla.
Tütün ile, devasa halk sağlığı etkisi netleştiğinde belki de çok geçti. Geçen yüzyılda 100 milyon insan tütün kullanımından öldü ve bu yüzyıl için rakamın on kat daha fazla olması bekleniyor. Karşı koyanlar yasaklanması için 40 yıl yorulmadan çalışmak zorunda kaldı.
Halk Sağlığı Konuları Üzerinde Doktorların Önemli Müdahalesi
RTA, Birleşik Krallık’ta tütün endüstrisi propagandasına karşı mücadelede bir dönüm noktasının, doktorlar sendikası İngiliz Tabipler Birliği’nin (BMA) katılımı olduğunu söylüyor. Bu, halkın en güvendiği insanları, tütün endüstrisi ile doğrudan karşı karşıya getirdi.
Ancak tıp mesleği, 2017’de çok daha geniş bir cephede halk sağlığını korumada önemli bir rol oynayacaktı. İngiltere’nin önde gelen tıp dergisi Lancet’teki bir makale, bu kez iklim bilimcilerin bulgularını destekleyen kanıtlarla birlikte büyük bir çalışmaya yer verildi: İklim değişikliğinin, büyüyen bir sağlık tehlikesi olduğu ortaya çıktı.
Bu makaleye yanıt olarak, Kanada’daki Wilfrid Laurier Üniversitesi’nden Simon Dalby: Neden iklim değişikliği için reklam kısıtlamalarını sigara vb. diğer halk sağlığı tehlikelerinde olduğu gibi kullanmadığımızı soruyor.
Profesör Dalby’nin önerisi sadece benzinli araçlar için reklamları kısıtlamakla kalmıyor. ‘‘İklim değişikliğinin kendisini bir çevre sorunu olarak değil, bir sağlık acil durumu olarak ele almalıyız” diyor.
Ne reklam yapardı sigara firmaları yeniler bilmez