Elektrikli araçlar son yıllarda emisyon oranlarını en aza indirmek için en iyi mobilite şekli olarak biliniyor. Peki ama elektrikli arabalar ile dünyanın daha iyi bir yere dönüşmesi gerçekten mümkün mü? Aslında dünyanın daha yaşanılır bir yer olması amacına hizmet edebilmek için bu araçların yalnızca elektrikli tahrik sistemine sahip olmaları yeterli değil. Aynı zamanda bu araçla için kullanılan şebekelerdeki elektriğin de karbonsuz olması gerekli.
Sıfır Emisyon Elektrikli Araçlarda Gerçekten Mümkün mü?
Halihazırda karayolu taşımacılığı global ölçekte en çok tercih edilen ticaret yolu. Bu da karbon emisyonlarının yarısından fazlasının buradan kaynaklanmasına sebep oluyor. Eğer bu durum böyle sürerse 2050 yılına kadar bu oranların daha da atma ihtimali var. Peki ama bu oranlar nasıl düşecek? Bunun için ulaşımda elektrifikasyonun artması gerektiği doğru. Ancak bu çözüm farklı yollarla desteklenmeli. Ayrıca kullanılan elektriğin gerçekten karbon salınımına neden olmadığından da emin olmak gerekli.
Otomotiv Sanayi Derneği’nin hazırladığı Türkiye Otomotiv Ana Sanayii Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Raporunda da bu konuya dair ifadeler yer alıyor. Bu rapora göre, elektrikli araçlarda karbon emisyonunun bahsedildiği gibi sıfır emisyonlu olmadıkları yer alıyor. Bu araçların bataryalarının şarjı için gereken elektrik enerjisinin karbon yoğunluk miktarı önemli. Bu miktara göre ne kadar çevre dostu olduklarını söylemek mümkün olur.
Tek Şarjla Uzun Menzil Gezegen İçin İyi Değil
Ayrıca OSD’nin raporuna göre elektrikli araçların karbon salınımında araçların menzil değerleri de belirleyici. Çünkü birbiriyle yarış içerisinde olan otomobil devleri en uzun menzili sağlamaya çalışıyorlar. Bunu da en az sürede şarj olan bataryalarla yapmak istiyorlar. Buradaki enerji depolama sürecinde ise genellikle fosil yakıtlı motorlu araçlar kadar karbon salınımı gerçekleşiyor.
OSD hazırladığı raporda otomotiv üretim tesislerinin iklim değişikliğine yaklaşık yüzde 5 oranında etki ettiğini söylüyor. Yani otomotiv sektörü karbon ayak izinin artmasında yüzde 5’lik bir paya sahip. Bu gerçekten sektör için oldukça yüksek bir oran. Ayrıca OSD araç başına karbon ayak izini de açıklıyor. Buna göre bir hafif aracın karbon yaka izi 5 bin 603 kg CO2.