“Eski araçların ruhu vardı!” bu sözü çok duyuyorsunuzdur. Eski arabaların çok kaliteli, kendine has özellikleri olan, tasarım ve konfor olarak bugünden çok daha farklı olduğu söylenir.
Pek çok yerde eski araçlar ve yeni araçların karşılaştırılması yapılır. Bozulmaz denir eski araçlar…
Bugün sizler için eski araçlar ve yeni araçların farklarını konu alan bir içerik hazırlamak istedik.
Keyifli okumalar dileriz…
1 “Eski Araçların Ruhu Vardı!” Var Mıydı?
Evet! dönemin enerjisi oldukça farklıydı;
Aslına bakarsanız, geçmişe olan özlem çocukluk ve gençlik yıllarına olan özlem hepimizin içinde yaşanan bir duygudur.
Ama özellikle 90’lı yıllarda üretilen araçlar 2000 yılına kadar otomotiv endüstrisinde farklı bir dönemi hepimize deneyimlendirmiş oldu.
O dönemin araçlarında gerçek anlamda markalar özelinde bir karakter yapısı vardı. Marka işbirlikleri, ortak üretimler ve marka sahibi markalar elbette vardı.
Ancak izleri bugün ki kadar belirgin bir şekilde belli olmuyordu.
Örneğin; Renault-Nissan ortaklığının kökleri 90’lı yıllara kadar dayansa da o dönemde üretilen Nissan ve Renault modelleri birbirine bugün olduğu kadar benzemezdi.
Araçların elektronik aksamları azdı ve bu sebeple daha az arıza verdikleri düşünülürdü.
Ancak bugünün teknolojisi ile karşılaştırıldığı zaman olası kazalarda yeni araçların hem araç içindeki yolcuları hem de karşı taraf yaya ve araç içindeki yolcuların korunması açısından çok daha başarılı olduğunu görebiliyoruz.
Bunun sebeplerinden birisi işte bu “çok arıza veren” elektronik sistemlerden geliyor.
Eski araçların kaporta ve mekanik aksamlarının da çok daha sert ve kaliteli malzemelerden olduğu söylenir. ” Taş gibi araba” söyleminin düşündüğümüz zaman bunu hatırlayabiliriz.
Ancak bu durumda olası kaza durumlarında yolcuların kazanını şiddetini sönümleyememesini ve daha şiddetli yaralar aldığını gösteriyor.
Yeni teknoloji araçlarda kullanılan malzemelerin daha elastik ve kırılgan yapısı olası kazalarda darbe sönümlemesi noktasında oldukça başarılı olduğunu verileri bize gösterebiliyor.
2 Yeni Arabalarda Ruh Kalmadı Mı?
Dünya genelinde rekabetin kızışması, araçlar için yapılan test normlarının firmaları bazı noktalarda kısıtlamalara yönlendirmesi…vb pek çok sebepten araç üretimleri eskiye göre farklı bir prosese tabi tutuluyor.
Çevrecilik bu konuda önemli bir nokta.
Araçların karbon salınımları, egzoz emisyon değerleri gibi çevresel faktörlere bağlı olarak, yakıt ekonomisi de sağlamak istemeleri nedeni ile araçları daha hafif üretmeye çalışıyorlar.
Elbette yakıt verimliliğini sağlamak amacıyla da, sürtünme katsayılarını düşürmek istiyorlar.
Ve küreselleşme, teknoloji, elektrikli araçlar, hibrit sistemler, geri dönüşümlü enerji kaynaklarına olan mecburiyet gibi pek çok önemli nokta özelinde araç üreticilerinin dikkat etmesi gereken noktalar oluştu.
Özetle eski araçların ruhunu bulmak zor ancak, yeni araçlarında dünyayı daha az kirlettiğini ve daha güvenli olduğunu da unutmamalıyız.
Günlük hayatınızda az yakan yeni nesil bir arabayı ve eğer o nostalji hissini yaşamak istiyorsanız size hafta sonları terapi niyetine kullanacağınız 2. araç edinmenizi tavsiye edebiliriz. 🙂
Tekerinize taş değmesin.