Geçmişten Bugüne Yapılmış En İyi Alman Motorlar 1

Audi, 2006 yılında R10 TDI spor yarış otomobilinde ilk kez sahneye çıkan çift turboşarjlı, 5.5 litrelik dizel bir V12 motor geliştirdi. R10 oldukça başarılı oldu. Le Mans 24 Saat, Sebring 12 Saat ve LMP1 sınıfını kazandı. Daha önce dizel motora sahip hiçbir araç bu başarılara ulaşamamıştı.

Audi, R10’un yerini başka bir dizel yarışçı olan 5.5 litrelik V10 R15 TDI almadan önce; 2007 ve 2008’de Le Mans ve ALMS zaferlerini tekrarladı. Bu motor, Volkswagen Grubu’nun dizel motor üretmedeki hünerini göstermesine fazlasıyla yardımcı oldu. Ancak ilerleyen yıllarda bir yarış arabasında TDI harflerini görmemizin zor olması üzücü.

R5, birçok Audi’de ve bazı Volkswagen’lerde kullanılan beş silindirli bir motor ailesiydi. En ünlü üyesi, 1980’den itibaren Audi Quattro’ya takılan 2.1 litrelik turboşarjlı üniteydi. Önce silindir başına iki valf, daha sonra dört valf olacak şekilde kullanıldı.

Motor, kısmen çok güçlü olduğu için Audi’nin 1980’lerin başında uluslararası rallilere hakim olmasına yardımcı oldu. Bu kısmen güç durumu, çakıllı yollarda çekiş sorunlarına neden olmadı. Çünkü Audi aynı zamanda sporda dört tekerlekten çekiş fikrini ciddiye alan ilk üreticiydi.

Mercedes ve Auto Union tarafından 1934’ten 1939’a kadar üretilen ürkütücü derecede hızlı Grand Prix araçlarının hepsi müthiş motorlara sahipti. Ancak Auto Union V16 belki de hepsinin içindeki en görkemlisiydi. Porsche tarafından tasarlanan motor, yüksek devirli değildi. Ancak gürleyen bir tork ve buna bağlı olarak muazzam bir güç üretti.

Yalnızca rekor kırmak için üretilen nihai sürüm; 6,3 litreydi ve 545 beygirlik maksimum güce sahipti. 1938’de yapılan bir kural değişikliği, Auto Union’ın Grand Prix yarışları için 3.0 litrelik bir V12 geliştirmesini zorunlu kıldı.

Karl Benz (1844-1929) tarafından 1885’te tasarlanan tek silindirli motor, 21.yüzyılın motorlarıyla kıyaslayınca çok da etkileyici gözükmüyor. Bu motor bugün birçok küçük ünitede olduğu gibi 954cc kapasiteye sahipti. Ancak 1 beygir güç bile üretmiyordu.

Tüm bu özelliklere rağmen, bu motor, Almanya ve dünya tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü, yaygın olarak dünyanın ilk arabası olarak kabul edilen Benz Patent Motorwagen’e takılmıştır. Daha sonraki sürümler için Benz, 2 beygire kadar güce sahip daha güçlü motorlar tasarladı ve üretti. Bu motor iki atın gücünün, çok daha az bakımla sağlanması anlamına geliyordu.

1908 Fransa Grand Prix’sini ikinci ve üçüncü bitiren Benz otomobillerinin her ikisi de, en az 12 litrelik, dört silindirli motorlarla donatılmıştı. Grand Prix kurallarının kısıtlamalarından kurtulan Benz, daha sonra Blitzen Benz (Thunder) adlı bir araba için altı örneği olan 21,5 litrelik kocaman bir motor versiyonu geliştirdi.

200 km/sa’lik hedef hıza, 1909’da başarılı bir kara hız rekoru girişimi denemesi ile ulaşıldı. Daha sonra 230 km/sa’lik bir deneme de yapıldı ancak yönetmeliklere uygun bir deneme olmadığı için kayda geçmedi. Yine de Bob Burman (1884-1916) bu deneme ile gayri resmi olarak elde edilen en yüksek hıza ulaşmıştı.

BMW, sorunsuz çalışan sıralı altı silindirli motorlarıyla ünlüdür. Türün klasik bir örneği, 1977’de 2.0 litre olarak 3 Serisi ve 5 Serisinde tanıtılan M20’dir. Daha sonra 2,7 litreye varan kapasitelerle piyasada yer aldı ve 1990’ların başında üretimi durduruldu. M20 çoğunlukla sedan otomobillere takıldı. Ancak aynı zamanda 2,5 litrelik BMW M1 roadster’a da güç verdi. 2.0 litrelik formda silindirli rakiplerinden belirgin şekilde daha başarılıydı.

S14, birinci nesil BMW M3’te kullanılan yüksek devirli dört silindirli bir motordu. Yol arabaları için ilk olarak 2,3 litrelik formda ortaya çıktı. Daha sonra 2,5 litreye ulaştı. Motor sporlarında ise şampiyona düzenlemelerini karşılamak için genellikle 2,0 litreye düşürüldü.

S14’ün çığlığı M3’ü çok dramatik bir ralli arabası yaptı. Ancak Avustralya, İngiliz, Alman, İtalyan, Avrupa ve Dünya Touring Otomobil Şampiyonalarını kazanarak pist yarışlarında daha da başarılı oldu.

N74, 6,0 ila 6,75 litre arasında çeşitli kapasitelerde mevcut olan bir çift turbo V12’dir. Güç çıkışları yaklaşık 540 hp ile 620 hp arasında değişmektedir. Ancak bu motor, spor arabalarda kullanılmak üzere tasarlanmamıştır.

Bu motora sahip tek BMW’ler, resimde görülen M760Li xDrive gibi, 7 Serisi ailesinin lüks üyeleriydi. 2010 yılından bu yana, BMW’nin şu anda sahip olduğu Rolls-Royce tarafından üretilen modellerde de kullanılmaktadır.

Bugatti bir Fransız markası olmasına rağmen Volkswagen’e aittir ve büyük ölçüde Alman teknolojisini kullanır. Bu, iki dar açılı 4.0 litrelik V8’in ortak bir karter üzerine monte edilmesiyle, benzersiz yerleşimi oluşturulan müthiş bir dört turbo 8.0 litrelik W16 motoruna ulaşılır.

Motor, 2005 Bugatti Veyron’da (resimde) üretime geçmeden önce Audi Rosemeyer ve Bentley Hunaudieres konsept otomobillerinde zaten görünmüştü. Birçok Veyron için W16, 987 beygir güç üretti. Ancak üretimi 2016’da Veyron’un yerini alan Bugatti Chiron için 1479 beygir güce yükseltildi.

DB603, bir arabada kullanılmak istenilen, Almanya’da veya başka herhangi bir yerde geliştirilen en dikkat çekici motorlardan biriydi. Söz konusu otomobil, kara hız rekoru girişimi için tasarlanan Mercedes T80’di. 44.5 litrelik V12, 1930’ların ortalarında proje başladığında yeterli gibi görünen 3000 beygir civarında güç üretti. Tabii ki bu civarda bir güçten bahsederken bu motorun bir uçak motoru olduğunu da belirtmek gerekir.

İkinci Dünya Savaşı, herkesin dikkatini rekor kırmaktan uzaklaştırdı. Mercedes bunu tekrar düşündüğünde ise rekor geliştirilmişti. Rekor hız T80’in erişebileceğinden 33 km/sa daha fazla olduğu için projeden vazgeçildi.

En İyi Alman Motorlar 2