McLaren hem pistte hem de pist dışında önde gelen otomobil şirketlerinden biri olarak tanınıyor. Hem en başarılı Formula 1 ekiplerinden biri hem de günümüzün en hızlı otomobillerinden bazılarının üreticisi olan McLaren, turuncu rengiyle hafızamıza kazındı. Peki markanın tarihi nasıl başladı?
McLaren, 1963 yılında Bruce McLaren tarafından kurulan bir İngiliz otomobil üreticisidir. Yeni Zelanda doğumlu yarışçı, otomobil tasarımcısı ve mucit olan Bruce McLaren’ın ilk F1 otomobili M2B’nin Monaco Grand Prix 3’te görücüye çıktıktan sonra 1968’de ilk Grand Prix zaferini elde etti.
McLaren Racing Team, Formula 1’in yanı sıra diğer motorsporlarında da başarıya ulaşıyordu. 1967 yılında Can-Am serilerinde altı yarıştan beşini kazanmıştı. 1968 yılında ise benzer başarılı devam etti. 1969 yılında ise 11 yarışın tamamını kazanmışlardı.
1970 yılında ise takımın kurucusu Bruce McLaren’in Can-Am arabası İngiltere’deki Goodwood Pisti’ndeki Woodcote köşesinin hemen önünde Lavant’a düştü. Bu talihsiz kaza sonrasında Bruce hayatını kaybetti.
McLaren macerası devam etti
Bruce McLaren’in ölümüne rağmen, McLaren yarış takımı Cam-Am serisinde başarılarına devam etti. Ayrıca F1 ve Indianapolis 500 yarışlarını 1972, 1974 ve 1976’da kazandı. Bruce McLaren öldüğünde Teddy Mayer hükümdarlığı devraldı ve takımı ilk F1’e götürdü. McLaren, 1974’te pilotları Emerson Fittipaldi ile sürücüler şampiyonluğunu da kazandı. James Hunt, ise 1976’da kazanılan şampiyonluğu tekrarladı.
1981’de McLaren yarış takımı Ron Dennis’in Project 4 Racing takımıyla birleşti. McLaren, eksiksiz bir karbon fiber yarış monokokunu tanıtan ilk şirket oldu. Bu, ilk yarı otomatik şanzımanın da mucidi olan tasarımcı John Barnard’ın yardımıyla tamamlandı.
Birleşme aynı zamanda McLaren’ın F1’deki en başarılı döneminin başlangıcıydı. Dennis, takımın tam kontrolünü ele geçirdi ve sürücüler Niki Lauda, Alain Prost ve Aryton Senna ile, McLaren yedi sürücü şampiyonluğu ve altı da markalar şampiyonluğu kazandı. 1988’de Prost ve Senna bir tanesi hariç tüm yarışları kazandılar, ancak daha sonra Prost, Senna ile arasındaki gerilimin artmasının ardından McLaren’den Ferrari’ye geçmek için ayrıldı.
McLaren F1 döneminin en dikkat çekici aracıydı.
1988 yılında McLaren Formula 1 zaferlerinin ardından takım için ayrı bir yön bulmuştu. Yol kullanımına uygun bir araç üreteceklerdi. O yılın Ağustos ayında, Dennis ve Teknik Direktör Gordon Murry yeni bir araba geliştirmeye başladı. Bu araç ise herkesin bildiği ikonik McLaren F1‘di. 1992 yılında aracın lansmanı yapıldı ve 1998 yılına kadar 106 adet otomobil üretildi.
McLaren F1 386 km/s son hız ile 1998 yılında dünyanın en hızlı üretim otomobiliydi. Bu rekor 2005 yılında Bugatti Veyron tarafından geçildi. Bugatti Veyron 410 km/s hız ile çıtayı daha da yukarı taşıdı.
1990’ların ortalarında Honda’nın F1’den çekilmesi ve Senna’nın Williams’a geçmesinin ardından McLaren üç yıl boyunca yarış kazanamadı.
Yarış takımı 90’lı yılların sonunda tekrar ayağa kalkmak istiyordu. Eski Williams tasarımcısı Adrian Newey’in takıma kattılar. Ardından Mercedes-Benz takımından güç ünitesini tedarik edip, West markasından sponsorluk aldılar. Efsanevi pilot Mika Häkkinen ile 1998 ve 1999 yılında şampiyonluklar kazandı.
Motorspor bölümü, 2000’lerde Formula 1’in en iyi takımlarından biri olarak kaldı. Lewis Hamilton ile 2008 yılında şampiyonluk kazandılar.
Uzun yıllar sonra ilk yol otomobili
2000’lerin başında, Mercedes-Benz SLR McLaren‘i yaratmak için Mercedes-Benz ile işbirliği yapıldı. SLR, ilk olarak 1999’da Kuzey Amerika Uluslararası Motor Show’da bir konsept olarak sunuldu ve 2003’te piyasaya sürüldü.
2010 yılında, şirketin yarış ekibi ve otomobil üreticisi bölümü ikiye ayrıldı. McLaren Automotive isimli şirket 2011 yılının ortasında 12C isimli modeli piyasaya sürdü. F1 modelinden sonra şirket tarafından tasarlanan ilk otomobildi. 2012 yılında ise modelin üzeri açılabilen bir versiyonu tanıtıldı.
12C’nin başarısının ardından firma, 2013’te F1 modeline benzer bir araç olarak P1 modelini piyasaya sundu. P1, en güçlü yol arabalarından birini yaratmak için Formula 1 teknolojisi ile birlikte hibrit gücü kullandı. P1’in ana rakipleri Ferrari LaFerrari ve Porsche 918 gibi araçlardı. Üçü de benzer performans ve teknik özellikleri paylaşıyordu.
Lewis Hamilton, 2012 sezonunun sonunda McLaren Racing’i Mercedes için terk ettikten sonra yarış takımının sorunları devam etti. 2013, 2004’ten bu yana en kötü sezonuydu ve orta grupta Mercedes, Red Bull ve Ferrari’nin arkasında kaldılar. Bir kaç yıl sonra ise Honda ile anlaşma yapıldı. 1992’den beri ilk kez 2015 Avustralya Grand Prix’sinde McLaren-Honda olarak yarışıldı.
Her yıl yeni bir araç
Şirket, her yıl yeni bir araba çıkarmayı planladıklarını açıklamasının ardından 2014 ve 2015 yıllarında daha fazla otomobil tanıttı. 650S Coupe ve Spider modelleri 2014 yılında gelirken, 570S ve 540C 2015 yılında ortaya çıktı.
Firma, mevcut üç katmanlı ürün yapısını 2015 yılında piyasaya sürdü ve otomobil yelpazesini Sports, Super ve Ultimate Serilerine ayırdı. Spor ve Süper serideki otomobillere, aracın beygir gücüne göre isim verilir. Ardından model tipinin ismini alır( uzun kuyruklu araçlar için LT, Grand Tourer’lar için GT vb.). Markanın giriş seviyesi olan Sports serisi 570S, 570S Spider, 570GT, 540C, 600LT ve 600LT Spider’dan oluşur.
Markanın temel model yelpazesi olarak kabul edilen Super serisi ise başlangıçta 650S, 625C ve 675LT’yi içeriyordu. Bunların yerini 2017 yılında 720S ve 720S Spider aldı. Üst düzey Ultimate Serisi, P1 ve P1 GTR tarafından başlatıldı. Şuanda da Senna, Senna GTR, Speedtail ve Elva bu serinin oyuncuları.
McLaren Elva Artık Gulf Oil Renklerinde
Son yıllarda ise firma başka sektörlere de giriş yaptı. Bu sektörlerden bazıları ise enerji endüstrisi ve tıp endüstrisiydi.
McLaren, başarılı geçmişiyle ve yenilikçi yaklaşımıyla en heyecan verici otomobil şirketlerinden biri olmaya devam ediyor.