Mobilitenin geleceği trafiği nasıl etkileyecek? Nasıl bir değişim bizi bekliyor? Ulaşım, radikal bir dönüşüm yaşıyor. Beklenenden çok daha hızlı, otomobil endüstrisinde yeni teknolojilerin uygulanması, Büyük Veri ve paylaşım ekonomisi, insanların seyahat hakkında düşünme şeklini değiştiriyor. Bu ilerlemeler, artan küresel nüfusla birlikte, araba sayısının artmasına katkıda bulunacak ve sürdürülemez trafik seviyelerini tehdit edecek. Peki mobilite bu geleceği nasıl değiştirebilir?
Mobilitenin Geleceği Nasıldır? Trafiği Nasıl Etkiler?
Trafikteki bu büyümenin ana sonuçları, üretkenlik kaybı, daha fazla kaza, atmosfer kirliliği ve halk sağlığı üzerinde olumsuz etkidir. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 2018 yılında 1 milyar civarında olan dünyadaki otomobil sayısının 2050 yılına kadar 4 milyara yükseleceğini tahmin ediyor. Araçlar, nitrojen dioksit (NO2) ve ince partiküllere ek olarak küresel karbondioksit (CO2) emisyonlarının % 17’sinden sorumludur. Yalnızca AB’de bu, 450.000 erken ölümle sonuçlandı ve bölge ekonomilerine yılda 1,4 milyar doların üzerinde bir maliyete neden oldu.
Sonuç olarak, karayolu altyapısı köklü bir değişim geçiriyor. Engeller ve trafik sinyalleri gibi fiziksel bileşenlerle sınırlandırıldığında, yollarımız artık kablosuz ağlar ve yapay zeka gibi unsurları da içeriyor. Diğer potansiyel faydaların yanı sıra, bu akıllı altyapı, trafik kazalarını % 90 oranında azaltmayı vaat eden otonom araçlar için koşullar oluşturmanın önemli bir parçasıdır. Rampa ölçümü ve dinamik şerit kontrolü gibi tekniklerle trafiği dinamik olarak yönetmek, tıkanıklığı ve kirliliği azaltma potansiyeline de sahiptir.
Ancak, tüm akıllı trafik yönetimi teknikleri yeni fiziksel yol altyapısı gerektirmez. Sürücülerin akıllı telefonlarından ve bazı durumlarda uydu görüntülerinden toplanan veriler, yolların daha verimli kullanılmasını sağlamak için de kullanılabilir.
Yol yüzeyinin kendisi önemli bir yenilik kaynağıdır
Yollar, özellikle şehirlerde, Dünya yüzeyinin büyük bir bölümünü kaplar ve ortaya çıkan bir dizi teknoloji, bir zamanlar aktif olmayan bu varlığı daha üretken bir şeye dönüştürmeyi vaat ediyor. Örneğin, yollara ve kaldırımlara, insanların yürümesine veya üzerinde sürmesine izin veren küçük cam parçacıklarla kaplanmış güneş panelleri takılabilir. Piezoelektrik sistemler, yol yüzeylerinde dolaşan araçların oluşturduğu basınçtan güç üretmek için kullanılabilir. Yol yapımının çevresel etkisini azaltmak için alternatif malzemelerin kullanılması konusunda da araştırmalar bulunmaktadır.
Önümüzdeki beş ila on yıl, dünya yollarının geleceği için çok önemli olacak. Halihazırda hazırlanmakta olan teknik standartlar ve düzenleyici çerçeveler, önümüzdeki yıllarda yolların geliştirilmesi ve yönetilmesinin temellerini atacaktır. Yolların güvenliğini, sürdürülebilirliğini ve verimliliğini iyileştirmek için teknolojinin sunduğu fırsatlardan yararlanılmalı ve süreç hızlı bir şekilde işleme alınmalıdır.