Modern otomobil üreticilerinin yeniden markalaşması uzun dönemden beri gerçekleşmektedir. Tutarlılık, üreticiler için anahtardır. Ancak bazen doğru yeniden markalaşma, bir markayı yeniden ön plana çıkarır. Bu bağlamda markaların bir çoğu zaman içerisinde kendilerini yeniden düzenlemeye gitmişlerdir. Ünlü otomobil üreticilerinin yeniden markalaşma yolculuklarını siz değerli okuyucularımız için derledik.
Modern Otomobil Üreticilerinin Yeniden Markalaşması Güçlü Bir Pazarlama Stratejisi Gerektirir
Bir markayı yenilemek, piyasaya sürüldüğü günden itibaren eskimiş olanı yeniden şarj etmenin bir yoludur. Logoların, sanatın ve pazar varlığının özü, zamanın rüzgarlarına tabidir. Ancak bunu yapmak, o logoyla ilişkili olan yılların verdiği marka bilinirliğinden vazgeçmek anlamına gelir. Elbette, değişikliklerin taze olduğu ancak tanınmaz olmadığı bir orta yol vardır. Özellikle son yıllarda bir çok ünlü otomobil üreticisi yeniden markalaşma gerçekleştirdi. Dacia, Volkswagen, Renault gibi markalar bu değişime katılanlar arasında. Geçtiğimiz günlerde ise ünlü marka Aston Martin’de bu kervana katıldı.
Aston Martin, minimalizm yoluyla, birkaç kanat çizgisini keserek ve yazı tipini kalınlaştırarak bundan yararlandı. Otomotiv tarihi boyunca üreticiler kendilerini yeni ve eski tüketicilerin gözünde büyütmek için bu pazarlama stratejisini kullandılar. İşte otomobil üreticilerinin yeniden markalaşmasının en dikkate değer örneklerinden bazıları ve arkasındaki hikayeleri.
Yeniden Markalaşma Hikayeleri
1-SUBARU
Subaru , tartışmasız tutarlı ve başarılı bir tasarım markasıdır. Yıldızlı logosu, mavinin tonunun çok az değiştiği ve şirket adını belirten kalın harflerle aşağıya eklendiği 2003 yılından bu yana değiştirilmedi. Fakat bu basit değişiklik, Subaru için çarpıcı satışlarla sonuçlanmadı ve şirket 2000’lerin başında zorlandı. Bunun ardından ise Subaru, ABD merkezli bir tasarım firması olan Carmichael Lynch ile anlaşma sağladı. Anlaşmadan sonra 2007 yılında Subaru’nun ‘Love’ kampanyası başladı. Şirketin sloganı ise “Aşk, Subaru’yu Subaru yapan şeydir” olarak güncellendi. Tabii ki bu, Subaru’nun hedef pazarı için büyük bir başarıydı ve yaklaşık 15 yıldır şirketin pazarlamasının temel taşı oldu.
Satılık Tüm Subaru Modellerini İnceleyin⇒
2-Volkswagen
Volkswagen’deki çalkantılı zamanlar, şirketin modern varlığını karakterize etti. Emisyon skandalının ardından yapılan bir elektrik dirilişi, VW’yi hem iyi hem de kötü nedenlerle popüler bir tartışma konusu haline getirdi. Şirket, 2015-2019 yılları arasında pek bir değişiklik yapmadı. Ancak 2020 yılına gelindiğinde Arteon gibi yeni modeller tanıtıldı ve elektrikli ID ailesi üretime başlamak üzereydi. Markanın yavaş bir şekilde yeniden başlatılması olarak, Volkswagen logosu önemli bir şekilde yeniden tasarladı. Mevcut VW markası, basit çizgiler ve mavi renge odaklanarak markanın tarihine odaklanıyor. 1967’de tanıtılan ilk Blue logosuna çarpıcı bir şekilde benzeyen VW’nin modern reenkarnasyonu, samimiyet adına lacivert ve ince 2D çizgilerden oluşan olgun bir fon için kalın 3D çizgileri ve krom kaplamayı tutuyor. VW, sadık alıcıları ve sıcak hatchback segmentinde baskın varlığıyla ilginç bir pazarda yer alıyor ve bu samimiyet ve ciddiyet karışımının bir elektrikli crossover ve sedan filosuna nasıl entegre edileceği merak konusu.
Satılık Tüm Volkswagen Modellerini İnceleyin⇒
3- Mini Cooper
Hikayesi olan bir miras, yeniden markalaşma işini karmaşık hale getirebilir. Ayrıca hiçbir markanın yıllarca değişmeyen tutarlılık konusunda Mini Cooper’dan daha iddialı olması beklenemez. Klasik Mini Cooper, 1959’dan 1999’a kadar genel olarak değişmeyen bir formun küçük varyasyonlarında üretildi. Ayrıca araç, mükemmel miktarda eğlenceli İngiliz mühendisliğine sahip bir arabaydı. Klasik modelin çöküşüne kadar giden yolda BMW, kompakt pazarı doldurmak amacıyla Mini’yi satın almıştı. Ancak tahmin etmediği şey, 2001’de modernize edilmiş Mini Cooper’ın şimdi crossover’ın yaratılmasına yol açan modernize edilmiş Mini Cooper sürümüne dönüşmesiydi.
Buna rağmen BMW, tüketicilerin yeni Mini’lerin arkasında kimin olduğunu bilmesini istemiyordu. Krom vurguları kaldırmak ve kanatları açmak, BMW’nin 2014 yılında dünya çapındaki Mini fanatiklerine barış teklifiydi. Yeni nesil Mini hemen hemen her yönden daha büyük olacaktı. Fakat BMW, en azından güncellenmiş logosuyla klasik Mini üretiminin son yıllarını onurlandırdı. Her şeye rağmen Mini markasının kademeli ve sert dönüşümü BMW için çalıştı. Bunun sonucunda şirket, eski müşterileri korudu. Diğer yandan ise kompakt ve performans alıcılarını cezbetti.