Yirminci yüzyılda üretilmiş otomobilleri incelediğimiz zaman karşımıza mekanik hisli otomobiller çıktığı gibi aynı zamanda ilginç, güzel, tuhaf detaylara sahip otomobiller ortaya çıkmakta. Bu detaylar otomobillere bazen zariflik katıyor, bazen de tuhaf anılmasına sebebiyet veriyor. Beğenilen bazı detaylar ise zamanla gelenekselleşiyor ve yeni modellerde de ikonik detay olarak yerini alıyor. Bu yazıda sizlere bazı detaylardan bahsetmek istiyorum.
Mercedes 300SL ve SLS AMG martı kanat kapılar
300SL, motorsporlarından doğdu. 1951’de Daimler-Benz yarışmak için bir otomobil üretmeye karar verdi. Şimdiye kadar ürettiği en büyük motor olan M186 kodlu 2998cc hacmindeki sıralı 6 silindir motoru geliştirdi. Bu motoru “W194” şasi kodlu yarış otomobiline taktı. Bu büyük motoru dengelemek için şasi, alüminyum uzay çerçeve, diğer bir deyişle alüminyum boru olarak tasarlandı. Fakat bu şasi yolcu bölmesini de sardığından geleneksel kapılar mümkün değildi. Bu sebepten otomobile martı kanadı (Gull-wing) biçiminde kapılar takıldı. Böylece otomobil tarihindeki ikonik tasarımlardan biri doğdu.
Fakat martı kanat kapıları buradan tanımıyoruz. Daimler, W194’ün motorsporları başarısı üzerine W184 300 SL modelini üretmeye karar verdi. Otomobil 1954 New York Otomobil Fuarında tanıtıldı ve martı kanat kapıları ile büyük beğeni topladı.
300 SL isimindeki 300, otomobilin motor hacmi, SL ise“Sehr Leicht” yani “süper hafif ” anlamına geliyor. Otomobil 2998cc hacmindeki sıralı 6 motorundan 215hp güç üretiyordu. Bu onu zamanının en hızlı seri üretim otomobillerinden yapıyordu.
2009 yılına geldiğimizde Mercedes, Frankfurt otomobil fuarında SLS AMG modelini tanıttı. Bu otomobil geçmişteki başarılı otomobillerden olan 300SL’i martı kanat kapıları ile adeta selamlıyordu. 6208cc hacmindeki “M159” kodlu V8 motoru 563hp güç üretiyor. 0-100km/h hızlanmasını 3.8 saniyede tamamlayabiliyor ve 315km/h hıza kadar hızlanmaya devam ediyor.
Rolls Royce Meleği (Spirit of Ecstasy)
Rolls-Royce’un ikonik meleğini hepimiz biliriz. Bilmediğimiz ise ilk Rolls-Royce modellerinde bu melek yoktu, sadece amblem yer alıyordu. Montagu 2. Baronu John, 1909 model Rolls-Royce Silver Ghost için bir kaput maskotu istedi. Bunun için bir asilzade için çalışan heykeltraş arkadaşı Charles Robinson Sykes’ görevlendirdi. Londra Kraliyet Sanat Koleji mezunu olan heykeltraş, heykel için bir modele ihtiyaç duydu. Bunun için baronun sekreteri olan Eleanor Velasco Thornton’u seçti. Sykes aslen, aşklarının sırrını sembolize etmek için bir işaret parmağını dudaklarına koyarak çırpınan cüppeler içinde bir heykelcik yaptı. Bu sebepten heykelcik Whisper (Fısıltı) olarak da adlandırıldı.
Eleanor, Silver Lady veya Flying Lady olarak da adlandırılan ikonik Rolls-Royce meleği Spirit of Ecstasy günümüzde Rolls-Royce modellerinin vazgeçilmezi. Öyle önemli ki bazı modellerde otomobil motoru çalıştırıldığı zaman ortaya çıkıyor ve kapatıldığı zaman tekrar yuvasına giriyor. Halihazırda dışarıda iken zorla alınmaya çalışıldığında hemen içeri çekiliyor. Buradan izleyebilirsiniz
BMW “Çift Böbrek” Izgara
Etrafınızda, internette yani her yerde BMW otomobilleri görebilirsiniz. Bu otomobillerin tasarımında, hepsinde olan bir ortak nokta bulunuyor: Çift Böbrek Izgara.
Her BMW’den aşina olduğumuz bu ızgara tipi, markanın en büyük geleneği ve tasarım dili. Nasıl doğduğuna gelirsek 1933 yılıında BMW’nin tasarımcısı Fritz Fielder, 303 modelinin aerodinamik performansını geliştirmek istedi ve bu ikonik tasarıma imza attı. Zamanla bu ızgaranın genişliği, yüksekliği modelden modele değişti fakat görenler onun bir BMW olduğunu hemen anlıyor.
Lamborghini Makas Kapılar
Makas kapıları günümüzde bir çok spor otomobilde görebiliyoruz. Fakat her şeyin olduğu gibi makas kapıların da bir başlangıcı var.
Miura, 1966’da piyasaya sürüldükten sonra büyük beğeni toplayan bir modeldi. Yıl 1970’lere geldiğinde ise, Ferrari Daytona başta olmak üzere yeni rakipler piyasaya çıktı. Bu rakipler karşısında Miura geri kalmaya başladı. Bunun üzerine Ferruccio Lamborghini’nin talimatı ile baş mühendis Paolo Stanzani ve ekibi hazırlandı. Miura’nın halefini yaratmak üzere 1970 yılında “LP112” kodu altında bir projeye başladı. Projenin başlangıcından itibaren Stanzani’nin ekip arkadaşları arasında test sürücüsü Bob Wallace, asistan mühendis Massimo Parenti ve ünlü tasarım firması Bertone’dan Marcello Gandini vardı.
Stanzani ve Ferruccio Lamborghini, Miura’nın halefinin mümkün olan en yüksek performansı sağlayan mekanik bir tasarımın yanı sıra hem aerodinamik açıdan verimli hem de estetik açıdan cüretkar bir gövdeye sahip olması gerektiği konusunda anlaştılar. Cüretkar bir gövde elbette alışılmışın dışında tasarımları gerekli kılıyordu. Otomobil tasarlanırken gerek motoru soğutan geniş hava kanalları gerekte motor kapağının yüksekliği yüzünden arka görüş fazlasıyla limitliydi. Buna bir çözüm olarak Marcello Gandini, ikonik makas kapıları yarattı. Yukarı doğru açılan kapılar, sürücünün geri giderken otomobilin arkasını görebilmek için kafasını otomobilden dışarı doğru uzatmasına olanak sağladı. Böylece otomobilin zayıf arka görüş açısını giderildi ve dar alanlara park etmesini kolaylaştı. Bonus olarak bu tasarım otomobilde büyük bir beğeni topladı. Bu beğeni sonrasında tasarım gelenekselleşti.