Otomotivde geleceğin mobil deneyimini oluşturmanın yolu işbirliğine dayalı dijital ortamlardan geçiyor
Gelecekteki araç yeniliklerinin yüzde 80’inin güvenlik, eğlence ve performansa odaklı dahili sistemler tarafından sağlanacağı tahmin ediliyor. Yolcular otomobili sadece sürmekten daha fazlasını yapacak, filmler izleyecek, yemek yiyecek veya çalışacaklar; bunların hepsini gidecekleri yere giderken yapacaklar. Dassault Systemes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal ‘ a göre; işbirliğine dayalı, akıllı ve sezgisel dijital ortamlar bu mobil deneyimlerin oluşturulmasında yenilikçilik laboratuarları olarak işlev görecek.
Geleceği tahmin etmenin tek yolu, onu oluşturmaktır. Bugünün hiper-bağlantılı çağında otomotiv sektöründe nasıl bir gelecek oluşturacağız? Artık otomobiller ve tüketici elektronikleri; klasik araba kavramını, tüketicilerin kullanacağı ve etkileşime gireceği yepyeni mobilite deneyimlerine dönüştürmeye yaklaşmış durumda. Sürücüsüz araçların 2020 gibi halk tarafından kullanılmaya başlanacağı ve gelecekteki araç yeniliklerinin yüzde 80’inin güvenlik, eğlence ve performansa odaklı dahili sistemler tarafından sağlanacağı tahmin ediliyor. Yolcular otomobili sadece sürmekten daha fazlasını yapacak, filmler izleyecek, yemek yiyecek veya çalışacaklar; bunların hepsini yolda giderken yapacaklar.
Beklenmedik mobil deneyimler
Araba kullanma deneyiminin tüketiciler için cazip olması, sürüş dışındaki becerilerinin ve ihtiyaçlarının kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını gerektiriyor. Bu durum, otomotiv sektörüne yeni iş ve teknoloji ortaklıkları kurarken yeni sektör ve teknoloji standartları geliştirme hususunda da esin kaynağı oluyor. Tüketici elektroniği konusundaki büyük ticaret fuarlarında artık otonom sürüş, çarpışma önleme ve araç haberleşme teknolojilerine odaklanan daha çok alan görüyoruz. Bu şekilde , otomobil üreticilerinin yapay zekaya yatırım yaptıklarını ve hatta otomotiv mühendislerinin tüketici teknolojisi şirketlerine katıldıklarını görüyoruz.
İşbirliğine dayalı bir dijital platform; sosyal yenilikçilik, mühendislik karmaşıklığının yönetimi, çevresel etki simülasyonları, büyük veri analizleri gibi faydalarıyla mobilite sağlayıcılarının bu geleceğe ait deneyimleri nasıl oluşturduklarını etkileyebilir. Bilgi birikiminin dijitalleşmesi, sofistike projeler üzerinde işbirliği, tasarlama, mühendislik ve paylaşım için gerekli bilgileri kanalize eder. Tüketiciler, 3D sanal deneyimler sayesinde yaratma sürecine henüz tasarım aşamasında güçlü bir şekilde dahil olabilir ve yeni bir anlayış ve zevkler ve trendlerin doğrulanması için yeni yollar sunabiliyor.
Büyük veriden yararlanma, özelleştirilmiş mobilite deneyimlerinin oluşturulmasını kanalize ediyor ve hizmet ve ürün geliştirmeyi destekliyor. Araç içi sensörlerinin 2020 itibariyle araç başına 200’e ulaşması ve içerdikleri büyük miktarda verinin, mobilite sağlayıcılarının tüketicilerin davranışlarını daha iyi yorumlamasına yardımcı olacak yeni bir gerçek zamanlı geri bildirim seviyesi sağlaması bekleniyor. Sosyal ağlardan gelen harici verilerle harmanlanan bu bilgiler, özellikleri özelleştirmek veya sürüş performansını geliştirmek için dijital olarak toplanabiliyor.
İnsanların hayatına proaktif katkılar
Mobilite sağlayıcılarından insanların hayatlarına proaktif olarak katkı sağlamaları da beklenebilir. Bir yolcunun sağlık durumunu izleme ve ilgili verileri analiz etme gereksinimleri, aracın içine rahatlatıcı kokular gönderilmesi , sırt ağrısı veya kan pıhtılaşmasını önleyen bir masaj veya acil bir durumda bir sağlık uzmanına hızlı bağlantıya öncülük edebilir. İlgili kişisel verilerin dijital platform üzerinde üretilmesi ve işlenmesi mobilite sağlayıcılarının, yeni bir seviye için “teknolojiden avantaj sağlayan” iş modelleri geliştirmesini sağlayabilir. Mobilite sağlayıcıları, yenilikçiliği hızlandırmak için karmaşık geliştirme ve üretim süreçlerinde uzmanlaşabilir ve bunları kolaylaştırabilir.
Enerji dengesi ve çevreye minimum zarar için simülasyon
Çevresel unsurlar uzun zamandır otomotiv sektörüyle ilgili sorunların bir parçası ve günümüzün sürücüleri, performanstan ödün vermeden yakıt açısından verimli ve çevre dostu araçlar bekliyor. Dünyanın her yanında farklılık gösteren uyumluluk dayatmaları söz konusuyken dijital bir platform, mobilite sağlayıcılarının uyumluluk ve model karmaşasını yönetmesine ve enerji dengesini ve araç tasarımının çevreye potansiyel etkisini göstermek için davranışları simüle etmesine olanak tanıyor.
Sıfır hata hedefi
Ayrıca artan yolcu ve yaya güvenlik önlemleri de gelecekteki yeniliklere yön veriyor. Fiziksel bir prototip oluşturulmadan önce bir aracı ve karmaşık sistemler sistemini modelleyen ve simüle eden teknolojik bir platform, potansiyel sorunları tasarım döngüsünde erken aşamalarda belirlemeye yardımcı olabilir. Bu “sıfır hata hedefi” yaklaşımında, fikir oluşturmadan nihai montaja kadar gelişim süreçlerini optimum hale getirmek için 3D onaylama, en iyi uygulamalar, şablonlar ve Ar-Ge, mühendislik ve diğer disiplinler arasında işbirliğinden faydalanılmakta.
Günümüzde birçok otomotiv şirketi, şehir içi yollarda kendi kendine sürüş mobilitesi için etkileyici yeni perspektifler sunmak amacıyla sosyal yenilikçilik ile birlikte gelişmiş sistem mühendisliğinden faydalanıyor. Yenilikçiliğin etkisini tam olarak anlamak için üreticiler, bir aracın fiziksel, teknolojik ve davranışsal unsurlarının ötesine geçerek aracı, akıllı şehirler gibi büyük sistemler kapsamında simüle edebilirler.
Araç içinde ve araçların çevreleriyle daha fazla bağlanabilir olmalarının yanı sıra bireyselleştirilmiş mobiliteye yönelik artan talep, otomotiv yenilikçilerinin farklılaştırılmış mobilite deneyimleri oluşturmaları için yeni fırsatlara kapı açacak. İşbirliğine dayalı, akıllı ve sezgisel dijital ortamlar bu deneyimlerin oluşturulmasında yenilikçilik laboratuarları olarak işlev görecek.