Plaka, motorlu kara taşıtlarının kimliğidir. Bu kimlikler, bir asırdan fazla süredir araçların değişmeyen aksesuarı olarak, onları birbirinden ayırmamızı sağlıyor. İster en eskisi, ister son model olsun, ister en ucuzu ister milyon liralık makineler… Üstlerinde hep aynı, alüminyumdan yapılan, kare veya dikdörtgen şekiller yer alıyor. Hepsi birbirinden farklı harf, sayı ve sembollerle trafikte boy gösteriyorlar.
Günümüzde araçların yakıtları bile elektriğe dönüşse de bu levhaları hala taşımakla mükellefler. Her aracın trafik denetimi, hukuki ve cezai sorumluluğu olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. Bu anlamda, tescil plakası ismi verilen plakalar belli standart ölçülerde aracın önü ve arkasına takılmak zorundadır.
Türkiye’de İlk Kez Plaka 1962 Yılında Kullanıldı
Ülkemizde, daha önceleri motorlu taşıt sayısı azlığının da etkisiyle yaygın bir düzenlemesi olmayan taşıt plaka kodları, bağlı olduğu ilin adı ve sıra numarası benzer biçimde kullanıma başlandı. Bu uygulama 27 Eylül 1962 senesinde hayata geçirilen yönetmelik uyarınca ilk iki hanesi il isimlerinin alfabetik olarak sıralanmasıyla sonuçlandı. Bahsi geçen, yeni biçim plakalar ise, Kasım 1962’den itibaren taşıtlara takılmaya başlandı.
Türkiye’de Plaka Standartları
Karayoluna çıkan her aracın trafik denetimi, hukuki ve cezai sorumluluğu olduğu için ‘tescil plakası’ ismi verilen plakalar belli standart ölçülerde aracın önü ve arkasına takılması zorunludur. Türkiye özelinde son dönemde meydana getirilen düzenlemelerle; hususi vasıta plakası, resmi vasıta plakası, hususi şahıs vasıta plakası üst başlıkları altında trafikteki araçlar 18 ayrı plaka çeşidi ile tanınacak biçimde seyredebiliyor.
Plakaların İlk Kullanıldığı Ülke: Fransa
İlk plaka kullanımı; Fransa emniyetinin saatte 30 kilometre hıza ulaşabilen tüm motorlu araçların üstünde ‘vasıta sahibinin ismi, adresi ve ruhsat numarası’ yazılı şekilde sol tarafa asılmasıyla başladı. Fransa’nın peşinden onu takiben Belçika, sonrasında İngiltere, ardından da otomotiv sektörünün gelişimiyle bütün dünyaya yayıldı. Öte yandan, İngiltere’de plaka uygulamasına geçilmesi otomotiv sanayisini negatif etkileyeceği düşüncesi sürece sekte vurdu. Uzun tartışmalar tatlıya bağlandıktan sonra 1904 senesinde bütün İngiltere’de motorlu araçlarda plaka uygulamasına geçildi. Ulaşım ağlarının genişleyip, motorlu taşıt sayısının artması ve çeşitlenmesiyle trafikteki mobilite ile alakalı milli ve uluslararası kurallar da belli standartlar kazanmış oldu.