Şimdiye Kadar Yapılmış En Ünlü Retro Arabalar (1990-2005)
Retro stil kullanan pek çok araç mevcut. Geçmişten günümüze baktığımızda bu stille tasarlanmış bazı retro arabalar ı listeledik. Kimisi tasarım klasiklerinin güncellemeleri, kimisi atalarından ipuçları alarak tasarlanmış. Ancak hepsinde döneminin stilinden farklı bir şeyler var.
İşte karşınızda kronolojik sıra ile listelenen iyi ve kötü retro arabalar;
Nissan Figaro (1991)
Nissan Figaro, tüm retro tasarım hareketinin yaratıcısı olduğuna dair güçlü bir iddiaya sahip. 1991’de piyasaya çıktı. Başlangıçta sadece Japonya’da satıştaydı. Ancak 1950’lerin arabalarından esinlenen hoş görünümü, onu Birleşik Krallık’ta sağdan direksiyonu daha da çekici kılan oldukça popüler hale getirdi ve çok fazla ithal edildi.
Deri koltukları, kliması, geriye katlanan kumaş bir tavanı mevcuttur. Ayrıca, dönem şartlarına göre kaliteli bir donanıma sahip olduğu da söylenilebilir. Figaro, görünüş bakımında onu bir klasik olarak düşünmeye teşvik de edebilir.
Mitsuoka Viewt (1993)
Mitsuoka Viewt, retro araba temasına oldukça Japon bir yaklaşım getiriyor. Araçta, stil olarak açıkça 1960’ların Jaguar Mk2 esintisi görülüyor. Ancak, temelinde eski model bir Micra yattığı da kesin. Önden görünüş oldukça ilgi çekici olmakla beraber, yanden bakış için aynısını söylemek güç.
Viewt, Japonya ve Britanya’da hala kült bir değere sahip. Belirtilen ülkelerde otomatik şanzımanlı, deri döşemeli ve ahşap süslemeli bir tane bulmak hala mümkün.
Plymouth Prowler (1997)
Chrysler, Plymouth Prowler’ı ortaya çıkardığında, stili açıkça savaş sonrası yılların Lakester’larından ve özel arabalardan ilham almıştı. Yine de araç DNA’sı olarak doğrudan örnek gösterilebilecek bir model yok. Bununla birlikte, tasarım ABD’deki özel otomobillerin önde gelen farların biri olan Chip Foose’dan örnek alındı.
Araç, 3,5 litrelik V6 motora sahip ve 252 beygir güç üretebiliyor.
Volkswagen Beetle (1998)
Volkswagen’in 1998 retro modeliyle Beetle’ın başarısından yararlanma girişimi, umut edilen başarıyı getirmedi. Beetle, MINI ve Fiat 500’ün olduğu çok da rahat olmayan bir pazara girmişti.
Dinamik olarak çok da başarılı olmayan Golf 4’ü temel alarak Beetle, başarıya ulaşmasına yardımcı olacak bir seçim yapmamıştı. Bununla birlikte, onu takip eden Cabrio versiyonu, kumaş tavanı ve yol tutuşunun geliştirilmesiyle daha çekici oldu. Türkiye’de ise 80-90bin lira bandında hala bulunabiliyor.
BMW Z8 (1999)
Z8, firmanın klasik 507 roadster’ının retro bir versiyonu olarak da nitelendirilebilir. Yeni çıktığında sahip olduğu 80.000 Sterlinlik fiyatıyla ulaştığı 5703 adetlik satış sayısı başarı olarak nitelendirilebilir.
Çağdaş M5’in mekanik bileşenlerine dayanan Z8, altı ileri manuel şanzımanlı 5.0 litrelik bir V8 ve 400 beygir güce sahip. Alüminyum gövde panelleri onu görünüşünden daha egzotik hale getirdi ve bu da onu James Bond filmi The World is Not Enough’un yıldızı yaptı. Araç, 4,5 saniyede 100km/h sürate ulaşabiliyor ve 250km/h maksimum sürate sahip.
Chrysler PT Cruiser (2000)
Chrysler, PT Cruiser ile retro tasarımda öne geçti. Ancak rakiplerinin önünde başladığı yarışta gelişmediğini için ilerleyemedi. Daha büyük kapaklara, cesur bir ızgaraya ve yuvarlak bir stile sahipti. Ancak Cruiser, iç tasarımda tam anlamıyla retro bir deneyim sunmaktan çekinmişti.
Bununla birlikte, PT Cruiser’ı gerçekten baltalayan şey, sıkıcı sürüşüydü. Dört silindirli benzinli ve dizel motorlardan oluşan seçeneklerin hiçbiri sürüş anlamında çekici bir seçenek yaratamadı. Hatta, cabrio versiyonu bile ilgi çekmedi. 2008 yılında önce İngiltere piyasasından çıktı. Ardından, 2010 yılında üretimi durduruldu.
MINI (2001)
Mini’yi yeniden icat etmek için yapılan sayısız girişimin ardından, BMW 2001 yılında bunu başardı. Bu, retro stil hareketinin erken bir uygulamasıydı ve tartışmasız en iyi örnek oldu. 1959’daki orijinaline çok açık bir saygı duruşunda bulunuyordu. Ancak, Frank Stephenson tasarımı; görünümü, teknolojisi ve mühendisliği açısından tamamen moderndi.
Yeni MINI’nin çekiciliği buydu, arka koltuklarının biraz sıkışık olması ya da ilk yapım kalitesinin pek de iyi olmaması önemli değildi. Hatta, herkes bu araçtan bir tane istiyordu ki, kabarık bekleme listeleri bunun bir göstergesi oldu. Bu ilk hatchback, bir dizi MINI modelini ortaya çıkardı ve 2001 otomobilinin, o zamanlar ne kadar doğru olduğunu kanıtladı. Araç, Türkiye piyasasında 70-100 bin lira bandında değişen fiyatlarla, hala kendine alıcı bulabiliyor.
Ford Thunderbird (2002)
Thunderbird, Ford tarafından unutulmuş ve terk edilmişti. Blue Oval Thunderbird’ü yeniden yarattığında arabanın isminin gücü oldukça zayıflamıştı. Ortaya çıkan şey, iki koltuklu roadster veya coupé için cesur ve pastel tonlardan oluşan bir renk paleti de dahil olmak üzere 1950’lere kadar uzanan retro bir tasarımdı.
Thunderbird’ün güzel çizgilerinin altında Jaguar S-type ve Lincoln LS için kullanılan platformla aynı platform vardı. T-bird tarzına uygun şekilde 4.0 litrelik V8 motorla gelmşti. Ne yazık ki, Ford, Thunderbird’ün yeni modellerini çıkarmaya devam etmedi ve 1 Temmuz 2005’te üretim durduruldu.
Ford Mustang (2005)
Ford Mustang, 2005 yılında retro stili ile zekice yeniden tasarlandığında, spor arabalar için önemli bir değere sahip oldu. Klasik fastback ve dönüştürülebilir şekiller anında hit oldu ve Mustang’in çekiciliğini ABD kıyılarının ötesine hızla yaydı.
Öyle ki, Ford 2015’te retro Mustang’i güncellediğinde, araçla alakalı hiçbir kaygısı yoktu. Hatta, yepyeni bir müşteri portföyü oluşturmak için sağdan direksiyonlu versiyon da üretildi ve İngiltere pazarına girildi. 4.6 litrelik V8 motorla piyasaya sürülen 2005 model araç, 300 beygir güç ve 435 Nm tork değerlerine sahip. Bu araca Türkiye’de sahip olabilmek için ise en azından 400 bin lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor.
Ford GT (2005)
Ford GT40’ın mevcut kopya sayısı göz önüne alındığında, Ford’un harekete geçmesi oldukça doğal bir durumdu. Fakat marka, basit bir devam modeli oluşturmak yerine, GT ile modern bir yeniden yorumlama yaptı. İlk bakışta, hafifçe modernize edilmiş bir GT40’a benziyordu. Ancak daha yakından incelendiğinde, her yönden daha büyüktü.
Kokpitin arkasına monte edilen 5.4 litrelik V8 motor, 550 beygir güç oluşturmak için bir supercharger kullandığından, orijinaline göre zaten ciddi bir fark yaratmıştı. 100km/h sürate 3,8 saniyede ulaşabilen GT, aynı zamanda 330km/h hıza erişebiliyor. Türkiye’de daha küçük bir motor seçeneği ile de olsa GT sahibi olabilmek 400bin liradan başlıyor.
Geçmişten günümüze piyasaya sürülen retro arabaları incelediğimiz seri, 2006-2020 yılları arasındaki retro arabalarla önümüzdeki günlerde devam edecek.