Yürüyen Uçak Efsanesi Gerçek Oldu. Yürüyen Uçak Helicron Sıra Dışı Görünüyor Hayatta ihtiyacımız olan asıl şeye ulaşmak isterken bir süreçten geçeriz. Bu süreç asıl sonuca ulaşmadan önce kazanacağımız tecrübelerin bir sonucudur. Bu hayatın her alanında geçerlidir. Örneğin gereklilikten doğan bazı icatların olduğunu biliyoruz. Mesela Edison ampul’u bulmadan önce 2000 defa denedi. 2000 defa denediği ampul’ü bulma sürecinde edindiği tecrübeler, onu 2001’inci denemesinde ampul’e ulaştırdı. Belki de bu süreç içinde ampul olduğunu düşündüğü onlarca prototip’i heba etti. Gereklilik ve hırs Edison’u sonuca ulaştırsa da o yine de bu sürecin içinde olmaktan kurtulamadı. Buna ek olarak hayatımızda gereklilik arz eden başka bir şeyde tabi ki otomobiller.
Otomobiller çok eski zamanlarda standart bir tasarım anlayışı üzerinde değildi. Bu da otomobillerin olması gereken tasarımda görüneceği güne kadar geçen bir sürecin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Açık bir ifadeyle bu süreç deneme yanılma yoluyla fantastik otomobillerin doğmasına neden oldu. Sürekli değişen ve gelişen otomobil sektörü bu değişime çok uzun zaman önce başladı. İlk otomobilden son otomobile kadar her gelişim günümüz otomobil sektörünün geldiği noktanın bir parçasıdır. Aykırı tasarım veya değil. Sonuç olarak hepsi aynı yoldan geçti.
Bu otomobillerden biri de Helicron isminde uçak pervaneli bir otomobil. 1930’lu yıllarda üretilen ve açık görünüme sahip tekerlekleri ve pervanesi ile çok alışkın olmadığımız bir otomobil. Detayları inceleyelim.
Helicron İçin İlham Kaynağı Uçaklar Oldu
1930’ların otomobil tasarımcıları üretim aşamasına gelmeden önce günümüz otomobillerinden farklı bir şekilde bir tasarım algısına sahip değildi. Muhakkak bu konuda etkileyici isimler vardır. Ancak otomobil yaparken uçaktan esinlenen tasarımcıların varlığı kaliteli tasarımcıların isimlerini gölgeye düşürüyor.
Yürüyen Uçak Helicron Nasıl Çalışıyor?
Pervaneli olarak gördüğümüz bu araç 1930’lu yıllardan kalma bir araçtır. İlk prototip üretiminden sonra uzun yıllar ortadan kayboldu. 2000 yılında bir ahırda bulunması ile beraber bu nadide makine koruma altına alındı.
Aracın şasi kısmı Fransız Mühendis Lucien Rosengart tarafından üretildi. Ancak aracın şasisi geriye doğruydu. Bu da aracın kontrolü ön tekerleklerden değil arka tekerleklerden gerçekleştiği anlamına geliyor. Basit bir tabirle Forklift kullandığınızı ve önünüzde dev bir pervanenin döndüğünü hayal edin.
Çalışma prensibi tekerleklere güç gönderen bir pervaneden ibaret. Yani araçta gaz pedalı yerine güç artıran bir kol bulunuyor. Bu kolu aşağı çektiğinizde pervanenin dönüş hızını artırıyor ve hareket ediyorsunuz. Kolu tamamen yukarı çektiğinizde dönme işlemi durur.
Kol yukarı veya aşağı hareket eden 2 kademeden ibaret değil. Hızınızı kolun konumu belirliyor. Yani yavaş veya hızlı gitmek istemeniz durumunda kol yardımıyla istediğiniz seviyelerde hız artırma ve azaltma yapabilirsiniz. Bu kontroller daha rahat bir kullanım için direksiyonun hemen altına konumlanmış.
Park freni diğer adıyla acil durum freni yolcu kabinini hemen dışında bulunuyor. Bunun dışında araçta bazı fren pedalları da mevcut.
Sürüş Deneyimi Nasıl?
Standart bir otomobile bindiğinizi hayal edin. Hızınız arttıkça tekerleklerin asfaltla bütünleştiğini hisseder ve daha iyi bir sürüş hakimiyeti yakalarsınız. Ancak Helicron isimli otomobil size sürüşten ziyade sürüklenme hissi uyandırıyor. Her dönüşte aracı yönlendirmek konusunda verdiğiniz çabaya rağmen kontrollü bir drift içinde olmanız hissi Helicron kullanırken en çok hissedeceğiniz şey olacak. Bunun dışında her gittiğiniz hızı hissediyorsunuz. Araç bazen size 300 km hızla gittiğinizi hissettiriyor ancak siz sadece 30km/s hızla ilerliyorsunuz. Aslında bu çok eğlenceli bir sürüş deneyimi gibi görünüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Restorasyon Aşamasından Sonra Yeni Bir Yaşam
Helicron 1930’larda bir ahırda kaderine terk edilmişti. Aracın uzun süre orda kalması sonrası 2000 yılında bir olay gerçekleşti ve Yürüyen Uçak Helicron bulundu.
Araç yeniden keşfedildikten sonra yetkili mühendisler onu eski haline geri getirmek için yoğun çaba harcadılar.
Aracın orijinal parçaları büyük ölçüde deforme olmuş ve iş görmez hale gelmişti. Ancak mühendisler bu parçaları benzer olan parçalarla değiştirdi. Parlak ahşap gövdenin yeniden eski parlaklığına kavuşması için yeniden düzenleme yapıldı ve iç kısımdaki detaylar da revize edildi.
Motor aksamında bulunan dişlilerin çoğu yeniden yapıldı. Buna ek olarak motor aksamı hasarlı da olsa bulunurken motorun kendisi ne yazık ki araç üzerinden çıkmadı.
Yürüyen Uçak Helicron Araç Özellikleri
Yerinde bulunamayan motor yerine araçta Citroen GS4 motor kullanıldı. Aracın gerçek beygir gücü ve tork’u net olarak bilinmiyor.
Basit bir şasi üzerine oturan otomobil sadece 454 kg ağırlığında. Şanzımansız otomobil motordan direkt olarak güç alarak çalışıyor.
Araç Pervanesi Tehlikeli Mi?
Bu sorunun cevabı kesinlikle evet. Yüksek hızlarda dönen bir pervaneye dalgın bir insanın temas ettiğini düşünün. Bu büyük bir hayati risk demek. Bunun dışında pervaneler kuşlar içinde ani bir ölüm tehlikesi olarak değerlendirilebilir. Kuşların pervaneye çarptıktan sonra parçalar halinde aracın her yerine nüfuz etmesi kulağa pek hoş gelmiyor.
Pervane Gürültüsü Nasıl?
Bu cevabını tahmin ettiğiniz bir soru olabilir. Helicron pervaneleri yüksek hızlarda dönebiliyor ve bu da araç içine ve civarına büyük bir gürültü olarak yansıyor. Örneğin yolculuk esnasında müzik dinlemeniz imkansız.
Helicron Yeterince Hızlı Mı?
Helicron ile seyahat ederken bir yere hızlı gitmek gibi bir niyetiniz olmamalı. Zira Helicron size istediklerinizi vermeyecektir. Helicron içinde uzun süre kaldığınız zaman ciddi derecede sinir bozucu bir hale geliyor. Dolayısıyla uzun mesafelere giderken daha mantıklı ulaşım araçları seçmelisiniz.