Mert Yılmaz Dacia önyargısını anlattı…
Gerek arabam.com’da gerekse de diğer mecralardaki yazılarımda sürekli Türk insanının konu araba olunca, marka bağımlısı olduğundan bahsediyorum. Buna da örnek olarak Volkswagen’i veriyorum. Alman markanın çok iyi otomobiller ürettiğine şüphe yok. Hemen hemen her modeli sınıflarının en iyileri arasında. Diğer yandan aynı grupta, VW teknolojisiyle üretilen markalar da var. Seat ve Skoda gibi. Bu markaların ürünleri de çok başarılı. Hatta aynı mekanik aksama sahip VW kardeşlerinden daha iyi olmaya bile başladılar. Ancak marka algısı öyle güçlü bir şey ki, marka imajı da önemli olsa bile ve bazı kalite farklılıklarıyla birlikte, fiyatı daha az olmasına rağmen önyargılar yıkılamıyor.
Burada fiyat&performans aynı düzlemde değerlendirilmeli. Yine Volkswagen Seat ya da Skoda örneğine dönersek, daha uygun fiyata VW teknolojisi sunduklarını ve donanım paketleri de daha zengin olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Ama eklemek gerekir ki; işçilik ve malzeme kalitesi farkları var. Burada önemli olan bu farklılıkların sizin için ne kadar önemli olduğu.
Türkiye’de En Çok Hangi Marka Araç Satılıyor?
Bildiğiniz gibi Türkiye’nin en çok satan markaları Renault ve Volkswagen. Renault, yerli bir üretici ve çok satması normal ama VW’nin diğer yerlileri geçip liderliğe oynaması bana insanımızın karakteri hakkında ipuçları veriyor. Evet ambleme önem veriyoruz. X marka yerine Volkswagen’ e binmek gururumuzu okşuyor.
Tabii işin bir de lüks merakı boyutu var. Mercedes ve BMW gibi premium markalar yılda 30-40 bin civarında satış yapıyor. Audi de 20 bini geçiyor. Bu satış adetleri, daha uygun fiyatlı birçok önemli markadan yüksek. Örneğin 2016 yılında Mercedes-Benz’in otomobil ve hafif ticari satışları 40 bin 738 adet. Bunun 32 bin 666 adedi binek otomobil. Yine 2016 yılında BMW 27 bin 166, Audi de 22 bin 005 adet otomobil satışı gerçekleştirmiş. Bu ne demek? Premium markalar, ülkemizde diğer markalardan daha çok satıyor… ‘Bunda ne var, daha iyi olan daha çok satar’ diye düşündüğünüzü biliyorum. Ama bence durum böyle değil. Pek çok Türk kullanıcı, sadece bir BMW’nin içinde görünmek için imkanlarını sonuna kadar zorluyor.
Pazarı oturmuş, bilinçli insanların yaşadığı bir ekonomide, premium markaların diğerlerinden daha çok satması normal değildir. Eğer durum şöyle olsaydı anlayabilirdim: Kişi başına düşen otomobil sayısı Avrupa seviyesinde olsa ve premium markalar yine çok satsa kabul edilebilirdi.
Dacia’da Renault Motor var vs…
Aslında önyargıları kırmaya başlayan bir marka var. O da Dacia… 2017 Ocak-Haziran satışlarına bakıldığında pazarda altıncı sırada olan Dacia, 20 bin 183 adet araç satmış. Honda, Opel, Citroen, Peugeot, Skoda ve Seat gibi önemli markaları geçen Romen marka, emin adımlarla ilerliyor.
70’li yıllardan beri Renault teknolojisiyle üretim yapan Dacia, daha sonra tamamen Fransız markanın kontrolüne geçti. İlk sıçramasını Logan’la yaptıktan sonra Duster ile akıllara iyice yer eden Dacia, sadece Türkiye’de değil dünyada da önemli bir atılım içinde. Yakın zamanda Duster tamamen yenilencek, diğer modeller de makyajlandı.
Dacia markası, güncel ürün gamına baktığımızda; Duster, Sandero, Logan MCV, Lodgy ve Dokker’ı görüyoruz. işim gereği, bu otomobillerin hepsini kullandım. Elbette eksiklikleri var ama ideal yol arkadaşları olduğunu söyleyebilirim. Donanımlarına bakıldığında temel ihtiyaçları karşılıyorlar. Kabin ve bagajları geniş. Renault imzalı motorları uzun ömürlü, üstelik fazlasıyla ekonomik. Satış fiyatları da inanılmaz rekabetçi. Kısaca bütün ihtiyaçlarınızı karşılıyorlar. Yol tutuşları ve frenlerinde de önemli bir kusura rastlamadım.
Dacia’nın Eksikleri Var Ama…
Diyebilirsiniz ki, kabin tasarımları çok başarılı değil, ufak ergonomi kusurları var, malzeme kalitesi yüksek değil… Evet doğru ama tüm bunlar ile fiyat/fayda oranı karşılaştırıldığında artıların eksilerden çok fazla olduğu görülüyor. Zamanla insanlar bu faydaları görmeye başladı ve satışlar gittikçe yükseldi.
Kendi adıma Sandero Stepway’in tasarımını çok beğeniyorum. Duster da eskimesine rağmen hâlâ kaslı görünüyor. Diğer yandan son dönemde önemli bir avantaj daha geldi: Otomatik şanzıman… Eskiden Dacia yetkilileriyle röportaj yaptığımızda bir Dacia’da asla otomatik şanzıman olmayacak diyorlardı. Ama dünya öyle bir noktaya gidiyor ki, otomatik şanzıman spor otomobillere bile girdi. Manuel şanzımanı olmayan GTi tarzı araçlar bile üretiliyor.
Şu anda Sandero’da Easy R adı verilen otomatikleştirilmiş şanzıman kullanılıyor. Bu otomobili hem benzinli hem de dizel motorla kullandım. Geçmişten beri robotize şanzımanlar için vites geçişlerini hissettirmesi, yokuş gibi bölgelerde doğru vitesi seçmekte zorlanması ve yine yokuşlarda kaydırması gibi eksikliklerden bahsedilirdi. Birçok modelde ben de bunların olduğunu kabul ediyorum. Yine de yakıt tüketimlerini yükseltmemesi ve otomatik şanzıman rahatlığı sunmaları çok daha önemliydi. Easy R şanzımanlı Dacia modellerinde bu rahatsızlıklar çok daha az hissediliyor.
Evet vitesler bir çift kavramalı gibi hızlı geçmiyor ama o yığılma hissi de çok azaltılmış. Yokuşta kayma problemi ise zaten son dönemde yokuş kalkış destek sistemleriyle tarih oldu. Kısacası Easy R şanzımanlı bir Dacia gönül rahatlığıyla alınabilir.
Duster’da ise çift kavramalı EDC şanzıman kullanılıyor. Bu şanzıman gerek hızı, tepkileri gerekse de sarsıntısız geçişleriyle zaten problemsiz. Duster’a da çok iyi uyum sağlamış. Dacia Duster otomatik fiyatına baktığınız zaman 83 bin 450 TL kulağa hoş geliyor. Bu paraya dizel ve otomatik şanzımanlı, kompakt sınıf bir SUV almak mümkün değil. Böylece Duster’ın önemli bir avantaj elde ettiğini söyleyebiliriz.
Logan MCV de son zamanlarda yollarda çok görülmeye başladı. Lodgy’nin belki şık bir otomobil olmadığını düşünebilirsiniz ama kabini devasa genişlikte. Dokker’ında hem Combi hem de Van versiyonu var. Özellikle Dokker Van fiyatı çok çekici çünkü 44 bin 250 TL’den başlayan fiyatıyla ticari araç isteyenler için çok cazip bir seçenek.
Sonuç olarak artık Dacia önyargısının kırıldığını söylemek mümkün. İnsanlar daha uygun fiyata Renault teknolojisine sahip olma fikrini sevdi. İmaj sizin için önemli değilse, ekonomik, ciddi donanım eksiği olmayan ideal bir yol arkadaşı istiyorsanız Dacia modelleri tam size göre. Ufak kusurlarını göz ardı edebilirsiniz. Bırakın kabinde ufak tıkırtılar olsun, plastik kalitesi daha düşük olsun ama yakıt istasyonunda sizi üzmesin. Çoçuklarınızla birlikte geniş kabinlerin keyfini sürün. Güvenliği kafanıza takmayın çünkü ESP gibi sistemler zaten standart donanımda.
İhtiyaçları Gören Ürün Başarılı Olur!
Üst sınıf bir Mercedes’in bulutların üstünde süzülme deneyimi, BMW modellerinin sürüş keyfine diyecek yok. Volkswagen’in yılların verdiği haklı kalite algısına da diyecek yok. Ama bunları alacak bütçeniz yoksa ve başka bir araç bu kaliteyi sunamasa da bütçenize uyuyorsa, ihtiyaçlarınızı karşılıyorsa, ikinci elde satışı kolaysa zaten amacına ulaşmış demektir.