Yakın Geleceğin Yakıt Sistemleri
Dünyadaki petrolün azalması ve küresel ısınmanın yarattığı endişeyle birlikte otomobil üreticileri çevre dostu araçlar geliştirmek için yoğun bir çalışma içerisinde girdi.
Otomobil üreticileri çabalarının karşılığı olarak heyecan verici motor teknolojileri üretti. ilk olarak hibrit denilen (Benzinli-Elektrikli) modeller çıktı. Sonrasında sadece elektrikli modeller, şimdi de gündemde olan ve geleceğin yakıt sistemi olarak düşünülen hidrojenli araçlar üzerine çokça çalışmalar yapılmaktadır. Bunları tek tek ele alalım.
Hibrit nedir ?
Tarihi 1902 li yıllara dayanan bir yakıt sistemidir. Dünyadaki petrolün azalması sebebiyle artan yakıt fiyatlarına karşı çıkabilecek türde ekonomi sağlar. Toyota prius dünyanın ilk seri üretim hibrit aracıdır.
Çalışma Prensibi
Hibrit otomobillerde 2 farklı motor bulunur. Bunlardan biri içten yanmalı benzinli motor, bir diğeri ise elektrik motorudur. Kalkış yaparken veya düşük hızda seyrederken araç elektrik motorunu kullanır. Elektrik motoru sayesinde aracın tepkileri çok iyidir. Daha fazla güç istediğinizde benzinli motor, elektrikli motorla birlikte çalışarak tatmin edici bir performans sunar. Araç sabit hızda ilerlerken elektrikli ve benzinli motor, en optimum düzeyde yakıt tasarrufu sağlayacak şekilde dengede çalışır. Araçla yavaşlamak istediğinizde veya ayağınızı gaz pedalından çekmek istediğinizde. Isıya dönüşecek, çöp olacak enerjiyi en aza indirmeye çalışarak bataryalarını şarj eder. Enerji kaybı az olduğu için ekonomi sağlar.
Elektrikli Araçlar Nasıl çalışır ?
Bu sistemle çalışmakta olan otomobillerde yalnızca elektrik motoru bulunmaktadır ve çekiş bu motor tarafınca gerçekleştirilmektedir. Sistemin pilleri, prize takılmak suretiyle şarj edilmektedir. Buna ek olarak fren enerjisi de geri kazanım olarak pillerin şarj edilmesine yardımcı olmaktadır.
Tam elektrikli sistem otomobillere en iyi örnek, BMW İ3 modelidir.
BMW İ serisi İlanlarına Buradan Ulaşabilirsiniz >>>
Hidrojen Yakıt Sistemli Araçlar
HYUNDAİ İX35 fuelcell ve Toyota Mirai marka model araçlarda hali hazırda kullanılan bu yakıt sisteminin temel mantığı, kaputun altında geleneksel bir motor yerine bir yakıt hücresi bulunur. Depoda bulunan hidrojen gazı dışarıdan alınan oksijenle birlikte kimyasal tepkimeye sokularak elektrik üretimini sağlar. bu tepkime sonucu ortaya sadece su çıkar bu da sıfır emisyon anlamına gelir. Bu araçta aynı zamanda bir batarya da bulunur. Bu batarya ilk kalkışta kullanılır. Araç seyir halindeyken frenleme yaptığı esnada kendini şarj eder.
Hyundai ix35 ilanlarına Buradan ulaşabilirsiniz >>>
Araçta motor gücünü tekerleklere aktarmak için şanzıman kullanılmıyor. Direkt olarak tekerlere aktarılan motorun dönme momenti. Gaz pedalındaki potansiyometreden alınan verilere göre hareket eder.
Hidrojen yakıt sisteminin elektrikli araçlara göre hatrı sayılır düzeyde avantajlı yönü katedebildiği menzilin daha fazla olması bu da daha az dur kalk anlamına geliyor. Toyota Mirai’nin tahmini 502 kilometre menzili varken, Hyunda, ix35’in tek bir hidrojen tankı ile 593 kilometre kadar yol yapabileceğini iddia ediyor. Yakıt dolumu elektrikli araçlar kadar uzun sürmeyip 5-6 dk içerisinde tam dolum yapılabiliyor. Ancak dünya genelinde pek yaygın olmadığı için Hidrojen dolum tesisleri çok az var. Böyle bir araç almayı düşünüyorsanız bunları göz önünde bulundurmanız gerekir.
Bir diğer dezavantajı ise bagaj hacminin olabildiğince az olmasıdır. Az olmasının sebebi yakıt deposunun çok fazla yer kaplamasıdır. Otomobil teknolojileri her geçen gün gelişiyor. Hibrit arabaların da önümüzdeki 10 yılda yaygınlaşacağını düşünürsek, bu dezavantajlara da çözüm bulunur.