Lotus, Lotus Engineering’i 2030 yılı için bir elektrikli dayanıklılık yarış arabası tasarlamak üzere görevlendirdi.Sonuç Lotus E-R9 oldu.
Sonuç, delta kanat şeklinde şık bir yarışçı olan ve elektrikli bir güç aktarma organıyla çalışan Lotus E-R9 oldu. Ayrıca aerodinamik özellikleri ayarlayabilen şekil değiştiren gövde panelleri ile donatılmıştır.
E-R9’un güç aktarma sistemi, her tekerleği harekete geçiren bir elektrik motoruna sahiptir. E-R9’da sürücü tork dağılımını ayarlayabilse de, benzer bir kurulum bu yılın sonlarında üretime giren Lotus Evija hiper otomobilini de güçlendirecek. E-R9 ayrıca, Lotus’un “karışık hücreli kimya pili” olarak adlandırdığı, yüksek menzil ve güç yoğunluğunun bir kombinasyonunu sunmak için tasarlanmış bir özelliği de içeriyor.
Dönüşümlü gövde panellerine gelince, bunlar sürücüden gelen talimatlar yoluyla veya performans sensörü girişlerine göre şekil ve açılarını değiştirebilirler. Geçiş panelleri sayesinde, gövde düzlüklerde sürüklenmeyi azaltmaya ve köşelerde bastırma kuvveti oluşturmaya yardımcı olabilir. Arkadaki dikey yüzeyler, tıpkı bir tekne veya uçağın dümeni gibi, aracın yön değiştirmesine yardımcı olmak için aerodinamik kuvvetler oluşturabilir.
Lotus Engineering’deki ekip için konsepti tasarlamak muhtemelen çok eğlenceliyken, projenin daha ciddi bir nedeni vardı. Lotus Engineering’in, özellikle aerodinamik ve elektrik aktarma organları alanlarında yeteneklerinin bir vitrini olarak hizmet ediyor.
Lotus Engineering kısa süre önce Birleşik Krallık, Coventry’deki Warwick Üniversitesi’nde bulunan yeni bir tesise taşındı. Bölümün şu anda üzerinde çalıştığı projeler arasında, bu on yılın sonunda hem Lotus hem de Fransız Alpine için modeller üretecek yeni bir elektrikli spor otomobil platformu var.