Süreyya İzgi, Mercedes-Benz GT-S’yi anlatıyor…
Şımardığım günlerden biri daha… Dünyanın en güzel Formula 1 pistlerinden Intercity İstanbul Park’a dadanmış durumdayım bu ara. Porsche modelleriydi, Honda NSX’ti derken yine eşşiz bir otomobil için dünyanın en ünlü pilotlarının kıyasıya boy ölçüştüğü asfaltın üzerindeyim. Mercedes-Benz Türk, İstanbul Park’ta bir AMG şöleni düzenlemiş, biraz tatlılardan biraz tuzlulardan, sabahtan akşama her biri deneyeceğim tam gaz. Ama hedefte daha önce kullanmadığım bir coupé var.
AMG Driving Experience Günü
Hugo Boss ile birlikte Mercedes-AMG tarafından organize edilmiş AMG Driving Experience gününde, markanın bütün şovmenleriyle gün geçireceğim. Tartışmaya açık bir konu değil, tabii ki hepsi bulunduğu sınıfa göre yüksek iddialar taşıyor, her biri ince işçilikle üretilmiş el işi harikaları ama aralarında biri var ki, adını GT’yi oluşturan Gran Turismo’dan almış safkan bir coupé.
400 beygirlik A45 AMG’ydi, CLA 45 AMG’ydi, GLA 45 AMG’ydi, C Coupe AMG’ydi, her biri birbirinden etkileyici otomobillerdi ama ben hep safkan coupé GT-S’in gelmesini bekledim. Kabul etmek gerek, bu pistte dans etmek için en keyifli otomobil kompakt hatchback A45 AMG’ydi ama bir GT kullanma fırsatı bulmak mümkün olamazdı.
Aslında pistte bizi 6.2 litrelik BiTurbo 622 HP’lik GT-R’ın beklediğini zannediyordum ama bunun asılsız ihbar olduğunu öğrendik, lakin onun evcil versiyonu GT-S de olurdu, hani 4.0 litre V8 510 HP olanı… İkiz turbolu. Neden olmasındı… Çok da sorgulamadan piste süzülmek için can atıyordum.
Mercedes GT-S Sırada
GT modelleri, gövde formu neredeyse korunmuş olsa da martı kanatlı SLS’lerin biraz daha geliştirilmiş halleri ve ruhlarına müdahale var, piste çıkınca hissedip incelemeye çalışacağım. SLS’e göre 20 mm daraltılan gövdede aks mesafesi de 50 mm kısaltılmış. SLS’in şanlı geçmişe göndermeler yapan martı kanat kapılar GTS’te uçuruldu, geleneksel kapılara geri dönüldü. Motorun yerleşimi ön aksların arkasına bu da otomobile jimnastikçilere parmak ısıttıracak bir ağırlık dağılımı getirmiş; %47:53 Bu rakamlardan süper coupé’nin asfalta nasıl tutunduğu anlaşılabiliyor. Pistte parti var parti:)
Mercedes GT-S Teknik Özellikler
Otomobilin upuzun kaputunun altında A45 AMG’de yer alan 2.0 litrelik motorun çarpım tablosunda ikiye katlanmış kopyası yer alıyor. İkiz turboyla aşırı beslenen 4.0 litre hacimli V8 motor, 510 HP’lik bir performans çıkışı sağlıyor. Gerçi kullandığım otomobil 2016 modeldi, 2017’lerde maksimum güç 530 HP’ye çıkartılmış ama o farkı anlayana kadar anlamam gereken çok şey olduğuna eminim, şüphesiz 20 HP eksikliğini fark etmeyeceğim bile!.. Bu güç gösterisini yönetmek içinse SLS’ten de tanıdığımız çift kavramalı AMG işi 7 ileri vitesli otomatik şanzıman yer alıyor. Piste çıktığımda aslında yarıştayım hissediyorum ama rakipler ortada yok. Kimdir bu otomobilin rakipleri, tabii ki en başta Porsche 911 GTS. Kim kimi yer bilemiyorum şu anda, ama bildiğim gaz pedalına bastıktan 3.8 saniye sonra 100 km/s’ye ulaşmıştım bile! Şu aynada görünen hayalet 911 GTS mi? İyi kalkamamıştır yahu, teknik veriler birbirine çok yakın!
İçerisi terzi işi bir makam odası gibi. Her şey performansı özümsemek için yerleştirilmiş. Öyle ki dururken bile o performansı, az sonra başınıza gelecekleri hissediyorsunuz. Abartıyorum sanıyorsunuz ama hiç öyle değil, ışınlanma kapsülündesiniz… Maksimum hız 318 km/s olarak telaffuz ediliyor teknik tabloda. Yol ve cesaret bulursanız, önünüz açık, gözünüz ne kadar alabiliyorsa artık! Bu radarların tepsit edebileceği hız olmasa gerek…
Mercedes GT-S İç Mekan
İki kişilik kabin, bütün safkan coupéler gibi biraz klastrofobik, sıkışık, basık alanlardan rahatsız olanlara göre değil. Ama zaten coupé ruhu biraz da risk demek, o sportif ruhun taşıdığı bazı riskler yok diyemeyiz. Düğmeler koltukların arasındaki vites konsoluna fazlasıyla geniş yerleştirilmiş SLS’teki gibi ama tasarım kesinlikle çok daha agresif ve tahrik edici. Ortalarına da iPhone gibi parmak gezdirerek müdahaleler için TouchPad oturtulmuş. SLS’teki bilek dayanağının yerine. Artık bileklerini dijital ortama dayar sahipleri!.. Yüksek tempolu sürüşlerde komutları dokunarak vermek için çok ideal. Bodur vites kolunu daha önce A45 AMG’de de görmüştüm.
Elektronik kontrollü sınırlı kaymalı diferansiyel kilidi yer alan otomobilde üç aşamalı Multimatic adaptif süspansiyon sistemi de yer alıyor. Bu aşamalardan Sport seçildiğinde sportif lezzetlerle birlikte riskler de üst seviyeye taşınıyor, oralar artık ustaların ustalarının işi, herkesin harcı değil.
Bu canavarla İstanbul Park virajlarında kumar oynayacak kadar toy değilim ama düzlük hızlanmalarından söz edebilirim, GTS çok ama çok hızlı. Anlık bir turbo boşluğunun ardından 1750 d/d’den başlayıp 4750 d/d’ye kadar soluksuz 700 Nm’lik çekiş kuvveti uygulanan arka akslar, süper coupéye adeta bazukayla fırlatılıyor etkisi yaratıyor. Pedala “oturduğum” anda, 1, 2, 3 saniye geçiyor ve ibreyi 100 km/s civarında görüyorum, efsanelerin yaşandığı dönmekle bitmeyen 8. virajdan çıkınca inilen düzlükte ya da start/finish düzlüğünde tam gaz ilerlediğimde motor kükrerken kaça kadar çıktığını ise göremiyorum. Görmeye görürüm de bakmaya cesaret olmuyor, altımdaki ışınlanmaya adanmış bir otomobil, konsantrasyonu dağıtmamalı, fren noktasını kaçırmaya gelmeyebilir. Gerçi seramik fren diskleri otomobili Porsche gibi dizginliyor ama tedbiri bırakasım gelmiyor. Vites düşürdükçe arkadan mısır patlatıyormuş gibi sesler geliyor.
Coupé ruhunu İstanbul Park asfaltında attığım turlarda acımasızca yaşamaya çalıştım. Kusursuz asfalt üzerinde hızım ne olursa olsun rahatım yerindeydi ama yola çıkınca başka kıskanç gözler olmak üzere “beni/bizi/sizi” yoldan çıkarabilecek çok faktör olduğunu biliyorum.