En İyi Motor Sporları Güvenlik Araçları 1

Alfa Romeo 4C, 2014 FIA World Touring Car Şampiyonası için güvenlik aracı olarak kullanıldı. İlk kez Moulay El Hassan Pisti’ndeki Fas turunda piste çıktı. 4C, daha sonra yarış serisiyle birlikte dünyayı gezdi ve 12 yarış hafta sonunda kullanıldı.

Ancak bu, tıbbi veya kurtarma ekipmanı gerektiren bir acil durumda yarışa müdahale etmek için kullanılan bir güvenlik aracı olarak, Alfa Romeo 4C’nin ilk seferi değildi. 2013 yılında, Dünya Superbike Şampiyonası’nın Silverstone turunda güvenlik aracı olarak bir 4C kullanıldı. Araba, İtalyan bayrağını temsil etmek için yeşil ve kırmızı çizgilerle birlikte beyaza boyandı.

R8, Alman spor otomobilinin 2007’de piyasaya sürülmesinden bu yana birçok seri için popüler bir güvenlik otomobili oldu. R8, güvenlik aracı olarak ilk çıkışını 2007’de Norisring’de yaptı. Ancak Alman ADAC GT Master serisinde ve Le Mans’ta da hizmet gördü. 2016 Le Mans 24 Saat sıralama turları sırasında, güvenlik aracı sürücüsü Yannick Dalmas küresel ün ve övgü kazandı. Dalmas, R8’i sağanak yağışlı koşullarda büyük bir kaymadan kurtardı ve kontrol etti. Bu olay, aracın bir güvenlik aracı olarak ünlenmesine katkı sağladı.

Elektrik gücü göz önüne alındığında, Formula E’de güvenlik aracı olarak kullanılan BMW i8 Roadster; seriye oldukça uyan bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Acil yardıma ihtiyaç duyulması halinde, ilk turlarına çıkarken yarış arabalarını takip edebilecek çok az başka elektrikli araç var. Güvenlik aracı olarak kullanılan İ8, görevi için özel olarak modifiye edilmiştir. Ayrıca, ön camın kısa bir aero ekran ile değiştirilmesiyle elde edilen, açık kabinli ilk FIA onaylı güvenlik aracıdır.

İ8 Roadster Safety Car ayrıca çift kasnak takla çubuğu, arka spoyler ve palet ağırlıklı lastiklerle donatılmış benzersiz tekerlekler ile birlikte piste çıkar. Formula E yarışlarında bir İ8 Coupe ile birlikte güvenliği sağlar.

BMW, MotoGP şampiyonasına uzun süredir güvenlik araçları sağlıyor. Bu kez karşımızdaki araç 370 beygirlik M2 Coupe. Jantlarının arkasında pistteki sert sürüşle başa çıkabilecek altın renkli fren diskleri bulunur.

Ayrıca yarışa özel süspansiyon, takla kafesi, güvenlik aydınlatması ve yerleşik yangın söndürme ekipmanı da var. Hepsinden iyisi, M2 güvenlik aracı halka açık yollarda kullanılmadığından, BMW; motorun tam ve katıksız sesiyle duyulabilmesi için katalitik konvertörleri, susturucuları ve egzoz kapağı sistemini kaldırmıştır.

Yıllar boyunca birçok BMW güvenlik aracı oldu. Ancak hayranların favorilerinden biri M4. 2015 yılında MotoGP şampiyonasının resmi güvenlik aracı oldu ve Katar’daki açılış yarışında görücüye çıktı. M4; devrilme çubuğu, yarış ekipmanları, koltuklar ve yerleşik yangın söndürme ekipmanının eklenmesiyle güvenlik rolüne hazır hale getirildi. O zamana kadar MotoGP’de kullanılan en güçlü güvenlik aracıydı. Yarışın acil durum doktorunu taşıyan BMW X5 M ile birlikte, ısınma turları ve yarışın ilk turunda ortak çalıştı.

Chevrolet Camaro, caddede rakiplerine karşı mücadele etmenin yanı sıra, Indy Pace Car güvenlik aracı olma onuru için de savaştı. Bu günler, güvenlik aracı olan Camaro’nun ilk günleriydi. Camaro’nun 1967’deki Indianapolis 500’deki ilk ana rolü, başlangıç ​​için yarış arabalarına öncülük etmekti.

Camaro, Indy 500’de ve ABD’deki diğer yarışlarda güvenlik araçlarının temel görevlerini yaptı. Bugün hala coupe ve cabrio formlarda kullanılıyor. Chevrolet ayrıca, halkın satın alması için güvenlik araçlarının kopyalarını sunan birkaç otomobil üreticisinden biri oldu. Bu araçlar genellikle 500 arabalık sınırlı sayıda üretiliyor ve büyük bir hevesle satın alınıyor.

Bir güvenlik aracı, yarış takımlarına ayak uydurabilmeli ve yarış araçlarını yeterli sıcaklıkta tutabilmek için hızlı sürebilmelidir. Bu nedenle Corvette, Indianapolis 500’de birkaç kez görev aldı. Sonrasında bu görev için ABD’de popüler bir araç olduğunu kanıtladı.

Corvette’in 650 beygirlik süper şarjlı 6.2 litrelik V8’li Z06 versiyonu; özellikle soyulmuş kabini, takla kafesi ve güvenlik tertibatı ile donatıldığında oldukça doğal göründü.

Honda’nın, Isle of Man TT motosiklet etkinliğindeki yarışlarla uzun bir ilişkisi var. Aynı zamanda yarış sırasında seyahat eden doktorlara araba tedarik etme konusunda uzun bir geçmişi var. TT için kullanılan 37,73 millik pistin boyutu nedeniyle, parkurun etrafına yerleştirilmiş sekiz kadar Civic Type R bulunabilir. Bunlara Honda Fireblade motosikletlerinde seyahat eden görevliler yardımcı olur.

Honda, mevcut Civic Type R’nin yanı sıra; Isle of Man TT için, adanın polis teşkilatında da popüler olan Accord Type R dahil, diğer hızlı Honda modellerini de kullandı.

Jaguar’ın özellikle İngiltere’deki Silverstone pistinde güvenlik aracı olarak kullanılması konusunda uzun bir gelenek var. Bu, ilk turda yarış araçlarını takip ederken coşkuyla sürülen orijinal Series 1 XJ’ye kadar uzanıyor.

Daha sonraki yıllarda, diğer birkaç XJ sedan benzer kullanım için dönüştürüldü. Arka koltuklar yangın söndürme ekipmanı taşımak için kaldırıldı. Jaguar ayrıca Silverstone’un kullanımı için bir S-type R sağlarken; Jaguar XJ12 ve XJR modelleri, Thrust Land Speed ​​Record ekibi tarafından kullanıldı.

Monaco’nun jet sosyete yaşam tarzının merkez üssü olduğuna şüphe yok. Prensliğin Grand Prix’si (Monako GP) için pist arabası olarak kullanılan Lamborghini Countach, gösteriş sorununu çözdü. Monaco Grand Prix’nin Formula 1 yarışlarının zirvesindeki mücevher statüsünden kimsenin şüphe duymadığından emin olmak için, 1981 ve 1983 yılları arasında, güvenlik aracı olarak kullanımda birkaç Countach vardı.

1981’de en az üç Lamborghini kullanıldı. Bu araçlar; kırmızı, mavi ve altın rengi ile kaplandı. Ayrıca tümünde arka motor güvertesine bağlı ışık çubukları vardı. 1982 için kırmızı, beyaz ve sarı arabalar kullanıldı. Bu yıllarda damalı bayrak Countach’ın küçük penceresinden sallandı.

Avustralyalı hayranların V8 Supercars serisindeki yerli markalara olan sevgisi göz önüne alındığında, güvenlik aracı olarak bir Lexus RC F seçimi tartışmalı olabilirdi. Ancak RC F, 470bhp 5.0 litrelik V8 motoru sayesinde tüm doğru bileşenlere sahipti. Zorunlu parlak boya düzeni ve tavana monte yanıp sönen ışık çubuğunun yanı sıra; Lexus’ta yarış koltukları, yarış takımları ve takla kafesi vardı.

Lexus ayrıca bir GS350 F Sport ve tıbbi araç olarak bir IS350 F Sport sağladı. Her üç araba da yüksek hızlı sürüşün talepleriyle başa çıkabilen ve piste daha çok tutunabilen lastiklerle çalıştı.

GT yarışlarında çok sayıda McLaren otomobili yer alıyor. Ancak şirket, 2016 Britanya GT Şampiyonası için özel bir 570S güvenlik otomobili sağladı. İlk görünümünü Brands Hatch’in açılışında yaptı. Gümüş araba bol miktarda çıkartma ve tavana monte edilmiş bir ışık çubuğu ile geldi.

570S, 562 beygirlik güce ve 330km/sa maksimum sürate sahip. Araç güvenlik ekipmanları sahibinde sürücüsü için de güvenli bir performans sağlarken; bu değerler güvenlik aracı periyodunda yarışa öncülük edebilmek için de ideal.

457 beygirlik Mercedes-Benz C63 AMG station, tüm zamanların en iyi güvenlik otomobillerinden biriydi. 2008 ile 2015 yılları arasında F1 Grands Prix’de düzenli olarak yer aldı. 6.3 litrelik V8’in performansı ona hız verirken; geniş kabini ve bagajı C63’ün dört noktalı emniyet kemerleri ile sürücü ve yardımcı sürücüyü(doktor) taşıyabileceği anlamına geliyordu. Ayrıca yangın ekipmanı, defibrilatör ve solunum cihazı içeren kurtarma kiti ile pist görevlileri ile iletişim için özel bir alanı vardı.

Mevcut AMG C63 S vagon, günümüzde F1’de tıbbi araç olarak kullanılıyor. Kasım 2020’de Romain Grosjean’ın korkunç kazasında, eski Formula 3 şampiyonu İngiliz Alan van der Merwe tarafından sürülen araç kaza yerine 10 saniyede geldi. Merwe ve bir meslektaşı Grosjean’ın kazadan sadece hafif yaralanmalarla kurtulmasına yardımcı oldu. Günümüzde kullanılan C63 AMG’nin gücü 4 litrelik V8 motordan geliyor. Bu motor, araca 502 beygirlik güç sağlarken, 0-100 hızlanmasını ise 4,1 saniyede tamamlamasına yardım ediyor.

1997’den beri Mercedes, Formula 1’in güvenlik araçlarını tedarik ediyor. Hatta bu sene Aston Martin güvenlik aracı gelene kadar; kimse Mercedes’in güvenlik aracı tahtına rakip olamadı. Mercedes-AMG GT S, 2015’ten beri görev başında. Resmi Safety Car sürücüsü Bernd Maylander; Alman Touring Car serisindeki yarış deneyimi sayesinde otomobilin geliştirilmesine yardımcı oldu. AMG, bir güvenlik aracı dönemi boyunca yarış arabalarının güvenli bir çalışma sıcaklığında kalmasını sağlayan performansının yanı sıra; amacına uygun şekilde hafif dövme alaşım jantlara da sahip.

Bu güvenlik aracının motoru standarttır. Ancak, tavandaki ışık çubuğu klasik modellerinkinden farklıdır. Bu çubuk, aero sürtünmeyi en aza indirecek şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca ışık çubuğunun içine bir televizyon kamerası monte edilmiştir. Bunların yanında, güvenlik aracını yolda daha da dikkat çekici kılmak için yanıp sönen farlara ve arka lambalara sahiptir.

Porsche 911, 1970’lerin ortalarından beri yaygın bir güvenlik aracı seçimi olsa da ortadan motorlu 914; daha ünlü kardeş modelinden önce de kullanılıyordu. Aynı zamanda, Eddie Wietzes tarafından yönetilen model; 1973 Kanada Grand Prix’sinde parlak sarı bir versiyonu ile çıktığında, Formula 1’de kullanılan ilk güvenlik aracı olmuştu.

Bir güvenlik aracından beklenilen benzersiz talepler göz önüne alındığında, Porsche Panamera neredeyse bu rol için tasarlanmıştı. Panamera’nın güvenlik aracı olarak ilk kullanımı, 2011 yılındaki Amerika’da yapılan Le Mans serisinde oldu. Model; 493 beygirlik gücü, dört tekerden çekişi ve 911 kıyasla sahip olduğu ekstra kabinle bu görev için fazlasıyla uygundu.

Panamera, tavandaki ve dış tarafındaki küçük ışık çubuklarının yanı sıra; acil durum tıbbi kiti ve yangınla mücadele ekipmanı ile donatıldı. Ayrıca Britanya Binek Araç Şampiyonası ve dünyadaki diğer yarış serilerinde güvenlik aracı olarak kullanılmaya devam etti.

Renault Clio güvenlik aracı olarak, Formula 1’de ilk kez 1995 Monaco Grand Prix’sindeki zorlu koşullarda ortaya çıktı. Monako GP’sinde yaşanan kazadan sonra, Clio 1996 yılındaki Arjantin GP ile piste geri döndü. Ancak bu kez herhangi bir Formula 1 aracına çarpmadan görevini tamamladı.

Tatra T-623, güvenlik araçları içindeki belki de en başarısız olanıydı. 1995 yılındaki Macaristan GP’sinde kullanıldı. Ancak bu yarıştaki başarısızlığı ile hatırlanıyor. Taki Inoue’nin pist üzerinde yolda kalmasının ardından, pistin çimenlik alanlarından yardıma gelen araç Inoue’ye çarptı. Inoue’nin polislerden bir yangın tüpü alıp olaya müdahale etmek isterken, güvenlik aracı ile yaşadığı bu kaza; Japon pilotun yaralanmasına sebep oldu.

Volvo, 2016’da Dünya Touring Otomobil Şampiyonası için işe başladığında V60 Polestar’ı “şimdiye kadarki en güvenli Güvenlik Aracı” ilan etti. V60, o yıl Fransa’daki Circuit Paul Ricard’daki ilk yarışla birlikte görev başına geçti. Her güvenlik aracında olduğu gibi yarış koltukları, bir iletişim kiti ve takla kafesi eklendi. Ayrıca sürücü ve yan koltuk için dört noktalı bir emniyet kemeri de kullanıldı.

V60’ın bagajı kurtarma ve tıbbi ekipmanla doluydu. 2.0 litrelik motor; ürettiği 362 beygir güç ve dört tekerden çekişle birleşince performans kısmını halletmiş oldu. Ayrıca bu motor, 4.8 saniyelik 0-100 hızlanması ve 250 km/sa’lik maksimum hız sağlıyordu.

Modern güvenlik araçlarının yüksek performanslı olmasının sebepleri açık. Vectra Turbo modern araçlar kadar hızlı değildi. Ancak o dönemde bile performansı yeterli değildi. Opel Vectra Turbo, 1994 yılında San Marino Grand Prix’sinde güvenlik aracı olarak kullanıldı. Pilotların, bu güçlendirilmiş sedan için en endişeleri vardı. Çünkü aracın Formula 1 araçlarına uygun tempoda gidebilmesi gerekliydi.

Ancak ilk turda yaşanan kaza, Vectra’nın bu gereksinimi karşılayamayacağını ortaya koydu. Hatta, Ayrton Senna; güvenlik aracı sürücüsünün daha hızlı gitmesi yanında sürerek, elleriyle daha hızlı gitmesini işaret etti. Ancak Vectra’nın frenleri, hızlı pist sürüşünün baskısı altında zaten kızarmıştı. Yeniden startın ardından; Senna’nın Williams FW16’sı yedinci turda, yaklaşık 305 km/sa süratle, Tamburello köşesinde kaza yaptı. Birçok kişi, daha önce uygulanan yavaş hız nedeniyle basınç ve ısı kaybı nedeniyle çok yumuşak olan lastiklerin kazaya sebebiyet verdiğini düşünüyor. Çünkü bu durum; pist üzerindeki bir tümsekte aracın hasar alması ve direksiyon çekişinin kaybolmuş olabileceği anlamı taşıyor. Ancak yine de, Senna esas olarak bir ön süspansiyon parçasının kask vizörüne yüksek hızda girmesi sonucu öldü. Tabii ki, olayın yaşanmasının Vectra ile bir bağlantısı var mı sorusu akıllardan hiçbir zaman çıkmayacak.

İkinci El Otomobil İlanları