Ana Sayfa Haberler Nissan Armada 5.6 lt V8 ile Amerika Tatili

Nissan Armada 5.6 lt V8 ile Amerika Tatili

8
8287

Süreyya İzgi Nissan Armada 5.6 lt V8’i ABD’de Test Etti

İçeriği okumadan önce hemen belirtelim ki; Bu test, sadece bir SUV araç test sürüşünden ibaret değil. Tam 2527 km’lik bir Amerika gezisi ve geziye keyif katan Nissan Armada ile benzine, yakıt tüketimine, otomobil tutkusunu özgürce yaşamaya ya da benzin fiyatlarına bambaşka bir açıdan bakış…

 

Sahibinden Nissan Armada arayanlar bilir, bu araç epey yakıyor. Ülkemizde de benzin fiyatları artınca bu tarz güçlü SUV modelleri biraz gözden düştü. Başka bir deyişle erişilemez oldu. Peki, yine de Nissan Armada 2017 fiyatı nedir diyorsanız; hemen söyleyelim aracın ülkemizde satışı yok. 

 

Nissan’ın dev SUV aracı Armada, biraz benzin canavarı ama onunla macera hiç bitmesin istiyorsunuz. Amerika’da çok tutulan ve özellikle ailelerin çok tercih ettiği Nissan Armada modelini Süreyya İzgi, her açıdan değerlendirdi. 

 

 

 

 

 

Süreyya İzgi ile Nissan Armada 5.6 lt V8 Test Sürüşü

 

Tatil için gittiğim California’da sizler için ilginç bir aracı denedim. 5.6 litre hacimli V8 motorlu 390 HP’lik bir canavar: Nissan Armada

 

 

 

 

Yaz ayları tatil zamanı. Ama işlerin de aksamadan sürmesi gerekli. O zaman düşündüm, tatille işi birleştireyim dedim. Tatil için gittiğimiz yerde de yazımı yazabilirdim. Elimdeki “malzeme” değil ülkemizde, Avrupa’da da pek görülmedik bir araçtı; Nissan’ın Amerikan işi dev SUV modeli Armada kullanıyorum. 15 gün boyu California’yı bu devle dolaşıyorum. Aslında Chevrolet Tahoe istemiştim ama kiralama şirketi Armada’yı uygun görmüş. Çok da dert etmedim, “V8, V8’dir, bana zorluk çıkartmadan akıp gitsin, konforu yerinde olsun, yeter” dedim, kuruldum Armada’nın kaptan köşküne.

 

 

 

 

Kabindeki boyutlar alıştığımız mesafelerden biraz farklı. İrice bir araç bu; 8 koltuklu. Üçüncü sırayı katladığınızda bagaj zemininde gözden kayboluyor, gidiyor iki koltuk. Deri kaplıokpit kocaman, kumandalar ferah ferah, cömertçe dağıtılmış panellere. Koltuklar birer konfor öğesi, rahattan da rahat! Hani eski kuşaklar der ya, “yayla gibi”! Bir de tam Amerikan işi “mobilya” görünümü veren kaplamalar olmasaymış!

 

 

 

 

Armada, Nissan’ın dev SUV’ler pazarından payını alma modeli. Infiniti de aynı aracı QX56 adıyla pazarlamış. 2004’te ilk nesli çıkan aracın 2016’da tanıtılan ikinci nesli günlerce gecelerce kullanacağım araç. Japon üreticinin F-Alpha adını verdiği platfomu üzerinde arazi kullanımına daha yatkın SUV modeli Xterra, lüks SUV Pathfinder ve lüks pikap Frontier ile birlikte geliştirilmiş. İlk nesli Mississippi’de üretilen aracın üretimi 2016’dan bu yana sadece Japonya’daki Yukuhashi Nissan Shatai Kyushu tesislerinde gerçekleştiriliyor. Halen Infiniti ürün gamında da QX80 adıyla satılıyor.

 

 

 

Los Angeles Havalimanı’ndan teslim aldığım araçla yola çıkışım tam seremoni. Motoru ateşlediğimde V dizilimli 8 silindirin hepsi birden gücünü belli eden bir heybetle kükreyerek cevap veriyor bana. “Ooo buna alışmak gerekebilir” diyorum, “güç gösterisi yapmaya pek meraklı”… Gerçekten de gazı ayarını kaçırdığınız zaman öyle bir ileri atılıyor ki 2.5 tonluk kütle, beklenmedik bir çeviklik. 7 kademeli otomatik vitesi, 5.6 litrelik direkt benzin enjeksiyonlu motorun ürettiği 390 beygiri yönetiyor. Armada Torku mu merak ediyorsunuz? 4000 d/d’de 394 Nm. Koca SUV’yi sürükleyip götürüyor.

 

 

 

Nissan Armada Boyutlar

Nissan Armada 5 metreden uzun, 5305 mm boyunda. Genişliği de 2030 mm.3075 mm’lik aks aralığının arasına B sınıfı bir minik hatchback sığdırılabilir! Alışılması gereken sınırları var ama neyse ki Amerika’da yollar çok geniş, viraj yok, San Francisco dışında yokuş yok, dar sokak köşeleri gibi kavramlar yok. Özellikle otoyollarda 6 şerit gidiş 6 şerit gelişlerde süzülüp gidiyorsunuz. En soldaki şeridi sadece 2 ve daha fazla yolcusu araçlar kullanabiliyor. Diğer şeritler tıkalıyken bu şeritten hızla ilerleyebiliyorsunuz. Bu altışar şeride en soldaki arıza/kaza şeridi ve en sağdaki emniyet şeridi de dahil değil! 

 

 

Gaza Basınca Uçuyor!

Aracın gaz tepkileri, şehir içinde gereksiz kükremelere yol açıyorsa da Freeway dedikleri otoyollara çıkıldığında sürüşleri resitale çeviriyor. 5.9 saniyede 64 mil (100 km/s) hıza ulaşabilen dev araç, 70 mph’de sınırlanmış hız limitlerine takılıyor. Yoksa uçup gitmeye öyle gönüllü ki! 133 mph’ye kadar yolu var; 214 km/s. 2.5 tonluk cüssesine göre gayet yüksek bir hız! Bu kütlenin bir de durması gerekiyor, malum!

 

 

Park Etmek Zor!

Armada’nın en önemli dertlerinden biri park etmesi. Hayır etrafını görememekten değil, geri vites kamerası ve temiz görüş açıları, manevrayı kolaylaştırıyor. Ama mesele ona göre yer bulabilmek! Kapalı otoparklarda bir de tavan meselesi var, kafayı çarpmaması gerek, kollaya kollaya park ediyorum. Los Angeles’ta park çok pahalı, en başta kapalı otoparka bırakıyorum, birkaç saatlik park için 45 dolarım gidiyor. Tecrübesizlik… Sonradan Public Park denilen açık otoparklara bırakıyorum, gün boyu 10 dolar gibi rakamlara sorun çözülüyor. 

 

Eksiksiz Donanımlı Bir Araç

Aracın donanımı eksiksiz, elektrikli bagaj kapağından elektronik denge kontrolüne, ısıtmalı/soğutmalı koltuklarından dokunmatik ekranına ve tabii, farklı yol yüzeyleri için çekiş özelliklerini belirleyen seçiciye kadar yok yok. Sirius XM uydu bağlantılı radyoyu ilk kez bu araçla tanıyorum, arka koltuk yolcuları da kendilerine özel klimanın yanı sıra arkadaki bardaklıkların da keyfini çıkarıyor. Şerit takip sistemi de var, acil fren desteği de. Rahatımız ve güvenliğimiz için eksik bırakılmamış. Sunroof yoktu gerçi ama, Nevada ya da Arizona çöllerinde tavandan gelecek sıcağa dayanamayabilirdik! Zaten her an tepelerden Kızılderililer saldıracak diye tedirginim!..

 

Süspansiyon Mükemmel

Bu Armada, sürekli dört tekerlekten çekişli sürüşüyle, yollardaki bozukluklardan kaynaklanan sarsıntıları olgunca emip kabine hissettirmeyen süspansiyonuyla, Bose müzik sistemiyle gerçekten çok keyifli bir araç. Ne var ki benzini resmen içiyor. 106 litrelik deposuyla ancak 450-470 km yol kat edebiliyor ki, kısa aralıklarla benzin istasyonlarına uğramam gerekiyor. Yol bilgisayarı 19 miles per gallon yazıyor. Avrupa’nın kullandığı birime çevirirsem 100 km’de 15 litreye denk geliyor. Aslında boş ağırlığı 2.5 ton olan araç için çok sayılmaz, Jeep Cherokee’de 20 litreler görülüyordu diyeceğim, kavga çıkacak! Bu bir de 70 mph (112 km/s) aşılmadan saptanan değer. Sıkıysa aş, her yerde radar var, otoyol polisi Highway Patrol, Ford Explorer araçlarıyla anında ensenizde bitiyor. Hata yapmanıza izin yok.

 

 

Çok Yakıyor Ama Benzin Ucuz

 

 

Yalnız mutlaka belirtmem gerek, depoyu doldurmak için en fazla 47 dolar para verdim. 170 TL’ye 106 litrelik depoyu dolduruyorsunuz. Araç çok yakıyor olabilir ama benzin ucuz, cüzdanınız boşalmıyor, canınız sıkılmıyor.

 

Nissan Armada ile Los Angeles’tan çıkıp freeway üzerinden Nevada eyaletine geçiyoruz Las Vegas’a ulaşmak üzere. Yol dümdüz, en ufak bir kıvrım yok, ferah ferah ilerliyorum giderek artan çöl sıcağının altında. Bir kaza sebebiyle akan trafik, bizim köprü trafiğine dönüyor bir ara, dur kalk dur kalk… Dikkat ediyorum da ne zırt pırt şerit değiştiren var ne de emniyet şeridinden sıvışmaya çalışan uyanıklar… Arabadaki gösterge 112 F’ diyor. Fahrenheit’ı Avrupa’da kullandığımız Celcius’a çevirdiğimde 45 dereceye denk geliyor, ama nem yok, çöl ortasındayız, yaprak kıpırdamıyor. Ve beklediğim tabela geliyor: Death Valley. Burası birçok otomobil üreticisinin yeni modellerini en zorlu denemelere soktuğu Ölüm Vadisi. Bizim öyle bir deneme niyetimiz yok Armada için! 70 mph hızı aşmadan çölü aşmaya çalışıyorum. Artık şehir dışında olduğumuz için etrafımdan görkemli Amerikan kamyonları geçiyor vızır vızır; Kenworthler, Mackler, Petermiltler… Bitmeyen bir yol. 

 

275/60 R20 lastikleri üzerinde yolun yoruculuğunu kabine hiç hissettirmeyen Armada, kilometreleri azimle yutuyor, yorulmamacasına. Nevada’dan Arizona’ya da geçiyoruz, western filmlerinin çekildiği Gran Canyon’da yollarında şimdi kovboylar yok, Armada fink atıyor. Zorlanması mümkün değil, dağ bayır dolaşıyoruz evinden uzak kovboylar gibi.

 

Colorado nehrinin üzerinden geçip yeniden Las Vegas’a döndüğükten sonra sırada kuzeye doğru bir yolculuk var. Route 101 olarak bilinen California sürüşü Santa Barbara, Pismo Beach, Santa Cruz derken San Francisco’da son buluyor. Pasifik kıyısında seyrediyoruz Armada ile. 

2 hafta sonunda ulaştığımız San Francisco’da ilk işim, Golden Gate köprüsüne gitmek. Gerçi kapısında SFPD yazılı Ford Crown’un içindeki “aynasız”, daha iyi bir fotoğraf çekmek için durmama izin vermiyor ama yine de Nissan Armada’yı arkada Golden Gate ile bir kare fotoğraflıyorum.

 

Tatil bittiğinde Nissan Armada’yı San Francisco’da teslim ederken mil sayacına bakıyorum: 1532 mil yol kat etmişiz. Bunun km karşılığı 2527 km!

 

SUV araç kategorisi ilginizi çekiyor ve kendinize güçlü bir 4X4 araç arıyorsanız arabam.com SUV Arazi Aracı kategorisini inceleyebilirsiniz. Nissan’ın SUV modelleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek üzere arabam.com Test Sürüşü İçeriklerini okuyabilirsiniz. Ayrıca Nissan ikinci el ilanlarını inceleyerek Nissan Xtrail, Nissan Qashqai, Nissan Juke gibi modellerin fiyatları hakkında genel bir fikir edinebilirsiniz. 

 

 

 

 

8 YORUMLAR

  1. ilyas kurt
    Bravo çok güzel akıcı anlattınız, bir'çırpıda okudum ve çok keyif aldım.
  2. Emre Yıldız
    Zaten türkiyede insanı kısıtlayan benzin fiyatinin yüksek olması bide aşırı yüksek taşıt vergisi
  3. Gokhan Tunc
    Elinize saglik. Cok guzel bir yazi. Aynisini biz de yapmak istiyoruz. Bir iki sorum olacakti. Konaklamaları nasıl yapıyorsunuz? Nerelerde ve ne kadar ücretlerle konakladınız? Toplam ne kadar harcadınız?
  4. Mustafa KARAKUZU
    Araç harika,Pek detaylı resimleri olmasada,güzel Ama birazda fiatından bahsetseydiniz.
  5. Gürkan İlhan
    türkiye şartlarında gerçekten hayal olabilecek bir araç ötv 'sinimi düşünelim yoksa yakitimi biz böyle somurulmeye devam ettiğimiz sürece 1lt yakita 5tl verdiğimiz muhtetce şimdi 1.3 1.2 1.0 0.9 cc motorlu arabalara binmeye devam eder gerçek motorların sesini amca amerikan filmlerinde duyarız...saygilarimla
  6. Fevzi
    Yurt dışında ki aracimdi. Resmen bir dev ve güç gösterisi. Kukremesi bir efsane.Türkiye'yi gelip land rover freelandere binince bisiklete binmiş gibi hissediyordum. ..