Volvo S90 karakteristik tasarımı ve konforlu iç yaşam alanıyla öne çıkıyor. Volvo S90 modelinin geleceği hakkında keyifli bir sohbet edelim.
Dünyanın en uzun tüneli St. Gotthard Geçidi’nden de geçmişliğim var, kısacık Beylerbeyi Tüneli’nden de. Ama şimdiye kadar gördüğüm en ilginç aydınlatmalı Zigana Tüneli’ndeyim. Amaç yolu ışıklandırmak değil adeta. Sanki podyum gibi aydınlatılmış Trabzon-Gümüşhane arasını birleştiren 1.7 km’lik geçit. Spotlar yerden duvarlara doğru çevrilmiş. Her gün böyle mi bilemiyorum ama bugün Volvo S90’ın geçeceğini haber almış gibiler… İskandinav minimalizmiyle “ışıl ışıl”, “şıkır şıkır” geçiyorum yakışıklı Volvo S90 ile Zigana Tüneli’nden. Işığa çıktığımda Karadeniz’in yeşilliğinin tünelin girişinde kaldığını anlıyorum, bozkıra düşmüş gibiyim ama belki de o sırada bölgenin ışıltısı benim S90’dan dolayı.
Volvo Çinli mi oluyor ?
Sahibinden Volvo, ikinci el Volvo aramalarıyla markanın tüm modellerine ilgi duyan hayran kitlesi, son birkaç yıldır ‘Volvo Çinli mi oluyor’ sorusunun cevabını merak ediyor. Volvo 2010 yılında Ford Motor Company tarafından Çin’in en büyük otomotiv üreticilerinden Geely’e satıldığından beri büyük bir hamle içinde. Vatandaşı Saab gibi uçurumun kenarından dönmüş olsa da finansman akışı sağlanınca taşlar yerine oturdu ve İsveç’in en güçlü markası yeniden atağa geçti. O en baştaki “Volvo Çinli mi oldu?” endişeleri yerini “Hayır ,Volvo’ya para Çin’den geliyor” cevabı eşliğinde “acaba Volvo şimdi ne yazacak?” sorusuna bıraktı. Çünkü otomotiv ile ilgili herkes Volvo’da rakiplerin huzurunu kaçıracak potansiyel olduğunun farkında. Geely sermayesi ana karargah Torslanda başta tüm Volvo fabrikalarına akmaya başladığından beri İsveçli üretici inanılmaz işler yapıyor. Yeni döneme XC90 ile girişen marka daha sonra S40/V40 ve S60/V60 modellerini yeniden yaratmıştı. Markanın son 5 yılda ürettiği ilk yeni model olan S90, gözlerin yükseklere dikildiği bir tasarıma sahip.
Volvo Tasarım Felsefesi
Göreceksiniz, burundaki Iron Mark ızgara BMW’nin “böbreği”, Mercedes’in “panjuru” kadar nüfus kağıdı olacak Volvo için. Keza mitolojik bir İsveç sembolü olan Thor çekici de öyle. Thor çekici formlu LED farlar ve özgün ızgara formuyla gelen güçlü bir karakter bu. Çünkü artık hedefler çok büyük. Ve bunları gerçekleştirecek teknoloji ve imaj zaten vardı, sermaye de gelince artık sadece kurallarına göre seyredip kilometrelerin geçmesini beklemek gerekiyor.
BMW 5 Serisi, Mercedes-Benz E Serisi ve Audi A6’yı tehdit eden Volvo S90 tasarım özellikleriyle daha üst sınıfa aitmişçesine güçlü ve prestijli görünüyor. Dışarıdaki güçlü görüntünün ardında İskandinav ferahlığı var. Açık renklerin tercih edildiği kabin, mesafelerin cömertçe kullanıldığı huzurlu bir alan.
Bugüne kadar bildiklerimizden farklı bir kokpit formu var S90’da. Az bulunur İskandinav ahşabının farklı şekilde kullanıldığı, kumandaların ortada tıpkı Tesla Model 3’teki gibi dik yerleşimli ekranda yer aldığı değişik bir ortam. Her yerinden kalite akıyor. Tasarımdaki bütünlük o kadar göz alıcı ki, hayran hayran izletiyor kendisini.
Benzersiz Konfor Deneyimi
Özellikle Alman otomobil üreticilerine özgü siyah siyah kokpit tasarımlarından eser yok, tekdüzelik kırılmış, albenisi yüksek. Bütün bunları yola çıkmadan önce detaylı incelemek şart, çünkü otomobili kullanırken öğrenilecek şeyler değiller, stabil olmak kaçınılmaz. Gerçi birkaç bakışla da kavranmıyor, menülerin zamanla öğrenilecekleri kesin. Kesin görüntüler, yüksek çözünürlükle geliyor ekrana, en doğal haliyle.
Menüleri eşeledikçe klima yönlendirmeleri ya da navigasyondan öte ekolayzer bile çıkıyor karşınıza. Ama high end düzeydeki Bowers & Wilkins müzik sistemine de böylesi yakışırdı. Bilirsiniz, İngiliz high end müzik sistemleri üreticisi Rotel ve Classé markalarının da sahibi. 19 hoparlörlü 1400 watt gücündeki müzik sistemi, kabini bir konser salonuna çeviriyor. Kokpitin ortasındaki subwooferın tasarımı ve sound üzerindeki etkisi, kapı içlerine estetik olarak gizlenmiş hoparlör bolluğu, sürücü ve yolcularda konserin hiç bitmemesi isteği uyandırıyor. Her bir hoparlör, iç akustiği karşılayacak şekilde yerleştirilmiş. O her enstrümanı ayrı ayrı duyabilmek, gitar tellerinin titreşimini hissetmek… Tarifsiz. Yüksek bir standart!..
Tabii çok da kaptırmamak gerek, yoldayız, önümüze bakalım! Konser izlemek isteyen konser salonlarına! Biz yolumuza bakalım. S90’ı üzerinde taşıyan yeni SPA (Scalable Product Architect / Ölçeklenebilir Ürün Mimarisi) Volvo’nun da geleceğini ifade ediyor. Yeni modellerin çoğunu sırtlanacak bu platform, üretici açısından maliyetleri azaltırken kullanıcıları da sağlamlığı ve sürüş konforuyla tatmin edecek.
Doğu Anadolu’nun ıssızlığında şaşırtıcı derecede güzel yollarda zaman zaman köylerden geçip kıvrıla kıvrıla ilerliyoruz. Otomobilin 2.0 litrelik D5 dizel motoru, temiz havayı içine çektikçe daha iştahlı hızlanıyor gibi. 235 HP’lik motorun ürettiği 480 Nm’lik maksimum tork çıkışı, yola dört tekerlekle birden aktarılıyor. Böylece patinajla kayıp yaşanmıyor.
Akıllı dört tekerlekten çekiş sistemi, bir tekerlekte kayıp olsa bile ruhunuz duymadan gerekeni yapıyor ve torku tutunan tekerleğe aktarıyor. Bunlar yaşanırken dizel sesi ne mi oluyor? Yalıtım o kadar titizlikle yapılmış ki, motorun sesi dışarıda kalıyor. Havalandırma sesi bile kusur sayılabilecek kadar daha fazla duyuluyor, o kadarını söyleyeyim! Bu kadar iddialı çekişe karşılık motorun sağladığı yakıt tüketimi de çok iddialı. 100 km’de sadece 4.8 litre. Gündelik kullanımda olsun da 5.5 litreye çıksın, 1800 kg’lık bir konfor ve prestij üssü için oldukça iddialı!
Köy yolları çok fazla sürate izin vermiyor, zaten bilmediğimiz bir güzergah ama önümü gördüğüm yerlerde yüklenmekten çekinmiyorum. Bayburt’un şehir merkezini geçtikten sonra tekrardan tırmanma “etabı” başlıyor. İlginç yerlerdeyiz. Sunumda anlatıldığı gibi “ıssızlığın ortasında”.
Burada karşımıza hiç umulmadık bir yapı çıkıyor; Baksı Müzesi. Volvo Türkiye çok ince düşünmüş, sanat eseri gibi gördüğü S90’ı hiç beklenmedik bir yerde umulmadık bir müzede tanıtıyor. Türkiye’nin en düşük nüfuslu şehri olan Bayburt’ta doğan sanatçı ve akademisyen Hüsamettin Koçan’ın çocukluk hayaline dayanan müze, beklenmeyen bir yerde Volvo S90, umulmadık bir fenomen. Verilmek istenen mesaj net, Volvo S90, 5 Serisi, E Serisi ve A6’nın huzurunu kaçıracak.
Sağlamlık ve Güvenlik
Peki Volvo’nun S90’da rakiplere karşı bu kadar güvendiği nedir? Ürün tamam, gerçekten çok etkileyici. Cam düğmeleri bile parlak, ışıldıyor. Başta start/stop şalteri olmak üzere, çoğu mücevher gibi. Ama ya pazarlama? Birincil unsur, otomobilin sürekli dört tekerlekten çekişli olması. Rakiplerin tümünde opsiyonel olarak alınabilen AWD, S90’da standart sunuluyor.
Tıpkı LED farlar gibi. Düşünsenize diğerlerinde “filo işi” sunulan halojen farlar S90’da Türkiye’de hiç olmayacak. S90’lar gelecek yıl artacak her bir motor versiyonuyla top model gibi dolaşacak!
Güvenlik konusuysa Volvo’nun değişmez kozu zaten. Yaya tanımaya ek olarak büyük canlı da tanıyan, gerektiğinde fren yaparak kazayı önleyen City Safety fonksiyonu Volvo’nun “2020’de araçlarımızda ölen ya da ağır yaralanan olmayacak” vizyonuna yönelik teknolojiler.
Bu ulvi bir amaç, keşke bütün markalar bu yönde teknolojiler geliştiriyor olsa ama ülkelerin farklı trafik gerçekleri ve sürücü profilleri de malum. “Karşıdan gelen metrobüs şeridimize geçip üstümüze çıkarsa vizyon çökecek mi?” dediğimde Volvo yetkilileri elektronik olarak kazayı önleyemediğimiz noktada gövdede kullanılan yüksek dirençli çeliklere güvendiklerini ifade ediyorlardı!
Otomobilde tıpkı Nappa deri döşeme gibi rakiplerde opsiyon olan önemli bir teknoloji daha var: Pilot Assist. Otonom sürüş gerçekleştiren sistem, yolda şeritler düzgün olduğunda sürücüden direksiyonu tutmasından başka bir şey beklemiyor.
Kerteriz alıp yönünü belirlediği şeritlerde aksama olursa ki -bu kısım ülkemizi ilgilendiriyor!- sistem devreden çıkıyor, işler manuele dönüyor Rakip markalar için de aynı yorumu yapmıştım, tekrarlamakta zarar yok, otonom sürüşler medeni trafik koşullarında işe yarıyor. Ülkemizin acilen o seviyeye gelmesi gerekli. Yoksa otonom sürüş, rakiplere karşı bir avantaj sayılmaz. Beraberce manuel yönetime döner bu üst seviye modeller!
Volvo S90 Fiyatı
Volvo S90’ın fiyatı konusuna gelince, Volvo Türkiye, S90’ı 291.500 TL fiyatla satışa sundu. Volvo S90 satışlarını da şöyle özetlemek mümkün: Ekim ayında başlayacak teslimatlar öncesi 102 adet sipariş alınmış bile. Ve kalan 5 ayda 350 civarında satılması bekleniyor. Premium D segmentinde Volvo için yeni bir dönem başlıyor gibi görünüyor.
Süreyya İzgi