Mert Yılmaz, dört tekerlekten çekişli Mercedes modelleri testi yaptı. Mercedes-Benz’in Avusturya-Hochgurgl’da gerçekleştirdiği etkinlikte bazı yeni teknolojileri ilk kez deneyimledi. İşte 4X4 Mercedes modellerinin karla ve buzla imtihanı…
Bildiğiniz gibi işimiz icabı sürekli yurt dışında lansmanlara katılıyoruz. Dışarıdan bakıldığında bu çok zevkli görünüyor ama işin gerçeği çok da öyle değil. Öncelikle, aslında gezmeye hiç fırsatımız olmuyor. Çoğunlukla gittiğimiz şehrin merkezini bile görmüyor, dağ yollarında otomobili kullanıp, geri dönüyoruz.
Aynı gün içinde gidip-döndüğümüz geziler bile var. Bazen havaalanında yaşıyor gibi bile hissediyoruz. Gün içinde dört kez uçağa bindiğimiz oluyor. Eminim şımarık olduğumu düşünüyorsunuz ama durum dışarıda görünenden daha zor. Yani çoğu zaman ayaklarımız geri geri gidiyor.
Bazı lansmanlar ise tam tersi bir etki yaratıyor. Mutlaka katılmak istiyorsunuz, günler öncesinden heyecanlanmaya başlıyorsunuz. İşte Mercedes’in Avusturya’da düzenlediği etkinlik de aynen böyleydi. Kar ve buz üstünde dört tekerlekten çekişli birçok Mercedes modelini kullanacaksınız… Buna heyecanlanmayan bir kişinin otomobilci olması imkânsızdır.
4X4 Mercedes Arayanlara…
Kullanacağımız otomobillere bakınca, Alman markanın aslında ne kadar çok dört tekerlekten çekişli modeli olduğunu da anlamış oluyorsunuz. Kompakt sınıf A-Serisi’nden C’ye, CLS’den Sprinter’a kadar birçok Mercedes modelinde 4Matic teknolojisi kullanılıyor.
Yeni G-Serisi ve X-Serisi’ne Eklenen 350 Motor
Aslında bu gezinin ana fikri, yeni G-Serisi ve X-Serisi’ne eklenen 350 motordu. Ağırlıklı olarak G 350 d ve X 350 d 4Matic’leri kullansak da bizleri bekleyen modeller arasında A 250 4Matic, CLS 450 4Matic, C 300 d 4Matic, C 300 4Matic Estate, C 400 4Matic Coupe, C 400 4Matic Cabriolet, Unimog U 4023 ve Sprinter 319 CDI 4×4 de bulunuyordu. Evet yanlış okumadınız, Unimog da gezide yer alıyordu ama bu arazi canavarını kullanmak yerine sadece co-drive etkinliğine katılabildik. O kadar Mercedes otomobili arasında Sprinter‘ın da beni çok etkilediğini belirtmek istiyorum. O cüssedeki bir aracın konfor ve güvenlikten vazgeçmeden zorlu şartların üstesinden geldiğini görmek çok etkileyiciydi.
Yeni motor seçeneği olmasa da Mercedes X-Serisi’ni kullanmıştım yani asıl merak ettiğim G-Serisi’ydi. Tabii A, C ve CLS’lerin tadına da baktık ama ilk olarak G 350 d’den bahsetmek istiyorum.
Klasik G-Serisi’nin Yeni Hali!
Bildiğiniz gibi klasik otomobilleri çok seviyorum. Fabrikadan 2018 yılında çıkmış bir klasik otomobil fikri kulağa çok cazip geliyor. Kapı kapatma sesinden merkezi kilit çalışma gürültüsüne kadar ilk nesil G-Serisi’ni andıran otomobilin görüntüsü de korunmuş. Fakat teknolojisi 2018’e ait.
Bir önceki nesil modeli geçen yıl Türkiye’de kullanmıştım. Modern ekipmanlara sahip olmasına rağmen sürüşüyle bazı dezavantajlara sahipti ve yaşını gizlemiyordu. Aslında G-Serisi’nden beklenen de buydu tabii ki. Fakat yeni model bambaşka bir dünyadan gelmiş gibi. Virajlı dağ yollarında modern Mercedes SUV’ları gibi seri hareket edebiliyor. Hatta bırakın SUV’ları, yol tutuş kabiliyeti binek otomobillere yaklaşmış durumda. Süspansiyon konforundan frenlere kadar bir önceki model ile olan fark inanılmaz boyutta. Peki, bu pozitif yönde ilerleme klasik G-Serisi hayranlarını üzer mi? Bence üzmez çünkü teknolojisi çağ atlamış olsa da hâlâ klasik gibi hissettiriyor.
G- Serisine Yeni Turbo Dizel Motor
G-Serisi’nin OM 656 kodlu yeni turbo dizel motoru, 2925 cc hacminde ve sıralı bir altı silindirli. 286 HP güç ve daha da önemlisi 600 Nm tork üreten bu motor, dev cüsseli G-Serisi’ni hem asfaltta hem de off-road koşullarında çok rahat hareket ettiriyor. 199 km/s maksimum hızı ve 7.4 sn’lik 0-100 km/s hızlanması bunun en büyük kanıtı. Tüm bunları yaparken, 100 km’de 10.0 lt’nin altında yakıt tüketmeyi de başarıyor.
Gücünü dokuz ileri tork konvertörlü otomatik şanzıman üstünden dört tekerleğe aktaran G 350 d’yi kar ve buzun dışında arazi şartlarında da kullanma fırsatı bulduk. Yetenekleri hakkında yorum yapmak yersiz zaten G-Serisi, ilk modelinden itibaren arazi kabiliyetiyle biliniyor. Burada söylenmesi gereken, artırılan konfor ve şehir içi kullanım özelliklerine rağmen, off-road kabiliyetinden kesinlikle ödün verilmemiş.
Normal şartlarda güç transferi yüzde 40 ön ve yüzde 60 arka olarak gerçekleşiyor. Önde çift salıncaklı yeni bir süspansiyona yer verilmiş. Arkada ise klasik sabit akslı sistem korunmuş ama şasiye dört adet aks taşıyıcı ve bir adet panhard çubuğu ile bağlanmış durumda. Bu da hareket kabiliyetini ve süspansiyon mesafesini artırıyor. Kısaca, şartlar ne kadar zor olursa olsun G-Serisi’nin tekerlekleri zemine basmaya devam ediyor. Bu da çekişi artırıyor.
Mercedes X 350 d Testi
Gezide dikkatimizi çeken bir diğer yeni model de Mercedes -Benz X 350 d oldu. Serinin tepe noktasını temsil eden bu model, 258 HP gücü ve 550 Nm torkuyla tam bir canavar.Yedi ileri otomatik şanzımana sahip olan X 350 d, sürekli dört tekerlekten çekişiyle kardeşlerinden ayrılıyor. Üstelik ağır arazi şartları için 4L özelliği ve arka diferansiyel kilidi de mevcut. Dynamic Select sistemi sayesinde motor ve şanzıman tepkileri konfordan sportifliğe kadar ayarlanabiliyor. X 350 d de ağabeyi G 350 d gibi normal şartlarda yüzde 40/60 oranındaki ön/arka güç transferine sahip.
Sonuç olarak iki gün boyunca dört tekerlekten çekişli Mercedes modellerine doyduk. İlginç olan 4×4 denilince ilk aklımıza gelen markalardan biri Mercedes olmuyor ama Unimog ve G-Serisi gibi efsane modellerin dışında ürün gamının hemen her modelinde 4Matic bir versiyon olması. Bu da Alman markayı aslında gerçek bir 4×4 markası haline getiriyor…
Mert YILMAZ/Avusturya
TEKNİK ÖZELLİKLER
Model Mercedes G 350 d 4Matic
- Motor 2925 cc, 6 silindirli, DOHC, 24V, turbo dizel
- Güç 286 HP 3400 d/d
- Tork 600 Nm 1200 d/d
- 0-100 km/s 7.4 sn
- Maksimum hız 199 km/s
- Şanzıman 9 ileri otomatik
- Yakıt tüketimi 9.6 lt/100 km