Ford Ranger XLT 2016 Model 4X4 İncelemesi

Pick-up araba modellerinin tasarımları genellikle birbirine benzer. Bu nedenle de söz konusu özgünlük olunca pick-up modeller içinde farklı bir tasarım bulmak çok zordur.

Ancak Ford bunu Ranger ile başarmış. Adeta Hollywood filmlerinden fırlamış gibi duran Ranger sahip olduğu dinamik tasarım ile rakiplerinden ayrılıyor. Bu aracın tasarımında ABD’li çizgiler görmek de aslında tesadüf değil. Ford, ABD’nin en önemli pick-up üreticilerinden. Bu sınıfta uzun zamandır lider olan marka F-150’den F-350’ye, Super Duty’den F-650’ye kadar farklı araçlarıyla ABD’de pick-up segmentine ambargo koymuştu. Şimdi ise bu ülkedeki bilgi ve birikimini Avrupalı tüketiciler üzerinde değişikliğe giderek uyguluyor.

Örneğin yeni Ranger, ABD’li kardeşlerinden daha küçük tasarlanarak, dar Avrupa sokaklarında sorunsuz ilerlemek için nispeten ufak boyutlu. Aracın ön kısmında büyük ızgara ve farlarla güçlü görünüm pekiştirilirken spor otomobillerde olduğu gibi katlı motor kaputu ile sportif kimliğe vurgu yapılmış.

Arka kısımda ise farlarla uyumlu büyük stoplar ve son derece geniş çamurluklarla güçlülük pekiştirilmiş. Aracın özellikle arka çamurlukları öylesine heybetli ki 18 inçlik jantlar bile içlerinde çok küçük kalıyor. Ford Ranger tasarım özellikleri güçlü ve farklı bir arazi aracı olarak özetlenebilir.

Ford Ranger fiyat ve performans değerlendirmesi yapılırken aracın iç mekanda yarattığı ayrıcalık hissi atlanmamalı. Çünkü Ranger’ın rakiplerinden ayrılmasını sağlayan detayların başında iç mekanı geliyor. Ford’un şu anda satılmakta olan binek modellerini andıran konsol yapısı ve yüksek malzeme kalitesi sayesinde Ranger rakiplerinden ayrılıyor. Genellikle pick-up modellerde sert plastikle kaplı koyu renkli konsollar görürüz ancak Ranger’da bu durum söz konusu değil.

Aracın orta konsolunun merkezinde dokunmatik ekranlı navigasyon ve multimedya sistemi yer alıyor. Dokunma hassasiyeti yüksek olan ünite, sürücüye ihtiyacı olan tüm bilgileri de eksiksiz sağlıyor. Altta kalan klima kumandaları ise iç mekanda alışma gerektiren tek detay. Yerleşimlerinin altta kalması nedeniyle ergonomi sorunları olan klima sistemine alışmak için biraz km yapmak gerekiyor.

Oldukça geniş bir yaşam alanına sahip olan Ranger’da özellikle baş mesafesi konusunda alkışı hak ediyor. Gerek ön gerekse arkadaki yaşam alanında diz ve baş mesafesi çok başarılı. Koltukların sertlikleri de iyi ayarlandığı için uzun yolculuklarda bile sizi yormuyor.

Aracın arkasındaki büyük yükleme alanı ise 1 tondan fazla ağırlığı taşıyabiliyor. 1615 mm’lik kargo alanı uzunluğu ve 1560 mm’lik genişlik sayesinde bu alanda motosiklet bile taşımak mümkün.

Ford Ranger’ın motoru ya da Ranger motor özellikleri oldukça tatminkar. İki adet dizel motor ile alınabilen Ranger’da daha çok 2.2 litrelik motor tercih ediliyor. Bizim de testimizde yer alan bu güç ünitesi 160 HP güç ve 385 Nm tork üretiyor.

4 silindirli motoru tüketiciler isterlerse 6 ileri manuel isterlerse de 6 ileri otomatik şanzımanla alabiliyorlar. 2.2 litrelik ünitede ayrıca kullanıcılara 4×2 ve 4×4 aktarma alternatifi de sunuluyor. Biz 4×4 çekiş sistemli otomatik şanzımanlı versiyonu test ettik.

175 km/s maksimum hıza ulaşan bu model 12,8 saniyede 0-100 km/s hızlanmasını tamamlıyor. Bu değerler ilk anda zayıf gibi görünse de aracın sınıfı ve rakipleri göz önüne alındığında oldukça iyi.

2 tonluk boş ağırlığı da sınıf ortalamalarında kalan Ranger, alt devirlerden itibaren etkili ve dengeli tork üreten motoru sayesinde yüklü halde bile sürücüsüne güç eksikliği hissettirmiyor.

Şanzımanla uyumu yüksek olan motor 4×4 çekiş sisteminde bile adeta bir tank gibi yoluna devam edebiliyor. Onunla farklı zeminlerde de sorunsuz ilerlemek çok kolay.

Şanzımanın motorla uyumu yüksek olduğu için bir pick-up’dan çok konforlu bir SUV içinde yolculuk etiğinizi sanmanız bile olası.

Güvenlik, pick-up fiyatlarına etki eden bir unsurdur. Bu nedenle markaların sunduğu güvenlik detayları oldukça önemlidir.

Üreticiler pick-up modelleri çok fazla çarpışma testine sokmazlar. Bu araçların heybetli gövdeleri nedeniyle düşük puan alacaklarını düşünürler.

Buna karşılık Ford bu tarz bir düşünce olmayan bir marka. Neredeyse tüm modellerini korkusuzca EuroNCAP çarpışma testine dahil ediyor.

Güncel Ranger ise henüz bu teste katılmamış ya da sonucu henüz açıklanmamış; çünkü bu konu hakkında bir bilgi yok. Ancak bir önceki Ranger 2012 yılında 2.2 litrelik motorla EuroNCAP tarafından teste alındı ve gün sonunda 5 yıldız almaya hak kazandı.

Bu nedenle güncel modelin daha da geliştirilen aktif ve pasif güvenlik donanımları düşünülünce olası bir testten düşük puan alması pek mümkün görünmüyor.

Yeni Ranger’da Ford tüketicilere Ford SYNC 2 ve Acil Durum Yardımı, Römork Savrulma Kontrol Sistemi, Eğim İniş Kontrol Sistemi, Elektronik Denge Programı (ESP), Devrilme Kontrol Sistemi, Yokuş Kalkış Destek Sistemi, Çekiş Kontrol Sistemi (TCS), Adaptif Yük Kontrolü (LAC), Acil Durum Fren Desteği, Akıllı Koruma Sistemi (IPS), Lastik Basıncı Görüntüleme Sistemi, sürücü ve yolcu ön hava yastığı, yan hava yastıkları, perde hava yastıkları ve sürücü diz hava yastığı gibi pek çok donanımı sunuyor.

Bu segmentte yer alan araçlar aslında ticari model olarak tasarlandıkları için konfor olarak binek araçlardan her zaman geri olmuşlardır.

Ancak artan rekabet ve hobi amaçlı kullanımların artması sayesinde günümüzde pick-up modellerin konfor seviyeleri binek otomobilleri kıskandıracak noktaya ulaştı. Ranger’da da benzer bir durum söz konusu.

Aracın özelikle ön koltuklarındaki konfor seviyesi çok yüksek. Ancak bu araçların tamamında olduğu gibi arka koltukta seyahat edenler eğer ki kargo bölümü boşsa sallanarak gidecekleri yere ulaşıyorlar. Yani arkada yük ise arka koltuklar bir hayli zıplıyor ve bu ne yazık ki tüm pick-up modellerinde olan bir sorun.

Sessizlik konusunda da oldukça başarılı olan Ranger, üst devirlere çıktığında iç mekan bir miktar rüzgar ve lastik gürültüsü alıyor. Ancak aracın sahip olduğu birkaç küçük olumsuzluğu unutturan bir başka önemli nokta var ki bu bile başlı başına Ranger’ı satın almak için iyi bir neden.

O da yakıt tüketimi. Ranger 4×4 sistemi, otomatik şanzımanı ve heybetli gövdesine rağmen 100 km’de ortalama fabrika verisi 8 litre yakıta ihtiyaç duyuyor.

Reel kullanımlarda da bu sonuca yakım değerlere imza atan Ranger, büyük deposu sayesinde uzun yolculuklar yakıt ihmalini bir hayli öteliyor. Arazide ilerleme konusunda da oldukça başarılı olan araç 28 derecelik yaklaşma ve 28 derecelik uzaklaşma açılarına sahip. Ayrıca Ranger 32 derecelik eğime de sorunsuzca tırmanabiliyor.

İkinci El İlanları

Tekerinize taş değmesin.

Yazar: Murat Tosun/2016