Ana Sayfa Otomobille Yaşam Mercedes-Benz SL 55 AMG

Mercedes-Benz SL 55 AMG

0
22401

Mercedes-Benz SL 55 AMG testi ya da Mercedes SL 55 AMG hakkında bilgi arıyorsanız Süreyya İzgi, sizin için keyifli bir sürüş yaptı…

Mercedes-Benz SL 55 AMG

2000’li yılların unutulmaz beşinci nesil SL500’ünün son noktasıdır SL55 AMG. Bu muazzam güç gösterisini İstanbul sokaklarında yaşadık.

Hikaye güzel. Bir gün Roma yakınlarında Pomezia diye bir beldede, Bridgestone ve kardeş marka Firestone’un test pistindeyiz. Büyükçe bir pist, bu iki lastik markasının Avrupa’daki en büyük test pisti. Dört km’lik ,oval bölümleri de olan, zorlu bir deneme alanı. Avrupa’nın 1 Numaralı Otomobili seçimlerinde tek Türk jüri üyesi olarak oy kullanacağım. Bu finallerde aday otomobillerin yanı sıra onları limitlerde denemek için ünlü yarış pilotları da yer alıyor. 6 yıl boyunca kimlerle turlar atmadım ki o pistte. Formula 1 dünyasından Heinz Harald Frentzen mi istersiniz, Martin Brundle mı, Petter Solberg mi, Jean Belmondo mu (evet, Jean Paul Belmondo’nun yarışçı evladı!)…

İkinci el Mercedes – Benz SL fiyat listesi için buraya tıklayın!

Schumi’nin yanına oturmadıysak da…

Gönül isterdi ki Michael Schumacher’in de yanına oturayım, bir kaç tur da onunla atıp olan aklımı da yitireyim. Ama yetişemedim işte, bu yarışmaya kariyerinin daha en başında konuk olarak gelmiş Schumi. Bir daha ulaşamamışlar zaten!

Evet Schumi’yle pistte denk gelemedim belki ama onun bir başka versiyonu Bernd Schneider ile denk geldim bu pistte. Mercedes-Benz’in marka elçisi de olan bu DTM (Almanya Pist Şampiyonası) fenomeni, Formula 1, FIA GT Şampiyonası ve Le Mans’da da yarışmış dereceler almış bir efsane. Fotoğraflarda gördüğünüz bu ayki test otomobillerimden biri olan Mercedes-Benz SL 55 AMG ile ben bu adamla birlikte tanışmıştım. Ama Schneider’in değil kariyerini, adını bile bilmeden! Meğer yanına oturup 500 HP’lik otomobille piste çıktığım adam, bir başka Schumachermiş! Uçurdu da uçurdu resmen, asfalt ağlamıştı SL 55 AMG’nin lastik çığlıklarıyla. Gelgelelim 5 kez DTM şampiyonu olmuş adamı tanımadığım için beraber fotoğraf çektirmeye değer bulmamamışım. Gerçekten halt etmişim, büyük marifet, afferin bana! Bu uzun bir girizgah ve durumu anlatmaya çalıştığım repütasyondan sonra geleyim test otomobilime!

Her şey Martı Kanat ile başladı

Evet, bu ay Jaguar XKR’den sonra en az onun kadar etkileyici bir başka otomobildeyim. 2004 model SL 55 AMG, henüz sadece 71.000 km’de. Ve sanki heykelsi tasarımıyla müzeden çıkmış gibi. Mercedes-Benz’in martı kanatlı 300 SL Roadster ile başlayan efsanevi SL yolculuğunun beşinci jenerasyonuna ait bu top model, tam da “SL var SL’den ileri” diye tanımlanabilecek bir otomobil. Maksimize edilmiş her anlamda. Türkiye’de de kaç tane bulursunuz belli değil, 5’i geçerse mucizedir, onların da kaç tanesi kaldıysa artık.

AMG eli değince!

İtalya’daki pistte attığım turlar dışında daha önce 306 HP’lik SL500 ile epey bir dolaşmışlığım var. Doyulacak gibi değildi ama en azından içimde kalmamış bir otomobildi. SL55 AMG ise onun AMG eliyle maksimize edilmiş hali. Motor 500 cc daha büyük, güç ise 476 HP’ye çıkarılmış! Bir de torktaki farkı yazayım da içim rahat etsin. SL500’de 460 Nm için süper itici güç derdik, bunun tork çıkışı 2650-4000 d/d arası sürekli 700 Nm. Tarifi yok. Çok fena. O yıllarda rakipleri  Porsche 911 Turbo, Aston Martin V12 Vanquish ve Ferrari 360 Modena idi. Durumu anlayın!

Zapt edilmesi zor kuduruk

Motor havuzundaki kompresörlü V8 makinenin durumu bu. Süspansiyondan direksiyon keskinliğine ve tabii ki frenlere her yere AMG eli değmiş. Ve SL500’ün nispeten kontrol edilebilir “kudurukluğunun” yerini daha çılgın bir zevk makinesi almış. Kabindeki birçok unsur SL500 ile aynı görünse de görevlerini daha aceleyle yapıyorlar. Mekanik mükemmelliklerle gelen sürüş dinamikleri her an elektronik olarak gözetim altında. 2000li yılların üst seviye Mercedes modellerinin stabilite ve konfor sorumlusu olan ABC (Active Body Control) sistemi, SL 55 AMG gövdesi için de görev yapıyor. Yol ya da sürüş koşullarında yaşanan anlık değişimlerine uyum sağlayan aktif süspansiyon sistem, otomobilin dengede kalmasını ve konfor düzeyinin bozulmamasını garantiliyor. Tabii kalkışlarda, ani duruşlarda ve virajlardaki gövde esnemelerini de minimize ediyor. Kullandığım otomobilde ABC’nin sportif ayarları öne çıkıyordu ve bir de fazladan Airmatic havalı süspansiyon elemanları vardı. Otomobilin yüksekliği de tercih ve kullanım stiline göre ayarlanabiliyor.

Yola çıkışından bu yana 15 sene geçmiş ama derler ya, mihrap yerinde. Heykelsi duruşta hiçbir yorgunluk göze çarpmıyor, tam koleksiyonluk bir parça bu roadster. Vario tavanını 16 saniyede bagaja katlayan otomobil, ışıklarda beklerken bile nefes kesici bir cabrio haline geliyor. Coupe haliyle olduğu kadar asil kalıyor üstelik.

Motordan öyle güzel notalar yayılıyor ki!

Görkemli bir motor sesiyle yola koyuluyoruz. BOSE müzik sistemi var ama açıp da müzik dinlemek aklıma bile gelmiyor. Motorun yaydığı notalar kadar güzel şarkı bulmak zor. Ayağımız altında dünyanın gücü var diye hiç de uçayım kaçayım gibi bir derdim yok, bu otomobilin olayı çevreye yaydığı karizma. Onu zedelememek gerek.

Ama gazlamak isterseniz de mermi gibi emrinizi bekliyor. 100 km/s hıza sadece 4.7 saniye sürüyor. Zaten F1 otomobilinden alınmış gibi görünen burun, o rüzgarı yarması için! Atları ürkütmeden usul usul vuruyorum kırbacı. Delirmişcesine hızlanıyor, hemen kendimi kontrol altına alıyorum. Belli, sonu yok. Elektronik olarak sınırlandığı 250 km/s’yi geçmesi mesele değil.

Fizik kuralları kimse için değişmez

Bu kadar yüksek tork üretmesi sahip olduğu ESP’ye rağmen arkasını bir anda önde görmeme sebep olabilir, biliyorum. Bu eşsiz otomobil ne kadar meydan okumaya çalışsa da fizik kuralları kimse için değişmez. SL 55 AMG için bile!

Yeniköy Motors’da 713.000 TL’den müşteri bekleyen SL 55 AMG’nin donanımında şu var, bu yok demek kimseye yakışmaz. İncelediğinizde anlıyorsunuz ki “zamansız bir makine” SL 55 AMG. Fizik kurallarına bir meydan okuma, eşsiz bir zevk makinesi. Keşke herkesin 713.000 TL’si olsa da otomobilin doruğunda sürüşler yapabilse. Çünkü A noktasından B noktasına gitmenin daha heyecan verici bir yolunu bulmak gerçekten zor.

HENÜZ YORUM YOK