Siz hiç 1995 model Maserati Ghibli Biturbo gördünüz mü? Süreyya İzgi, 1995 Maserati Ghibli Biturbo testi yaptı. Daha doğrusu 1995 model Maserati Ghibli Biturbo’nun direksiyonuna geçti ve keyifli bir gezintiye çıktı. Ama bu gezinti sırasında aracın içinden ve dışından çok dikkat çekici birkaç fotoğraf almayı da ihmal etmedi. İşte eski Maseratiler de ne biçimmiş dedirtecek bir yazı…
Süreyya İzgi ile 1995 Maserati Ghibli Biturbo Keşfi
Yüksek standartlarda gezintilere devam ediyoruz. Yine geçmişin unutulmazlarından bir dizaynın içindeyim. Geçmiş yıllarda bir tane daha kullanmış ve “otomobil tanrısı” diye adlandırmıştım.
Otomobille Yaşam kategorisindeki diğer yazılara da bakın!
Toplasanız ülkemizde belki on taneyi bile bulmayacak Ghibli’lerden belki de en güzelinin içindeyim bu kez. Mehmet Taşanyürek’in bu Maserati Ghibli. 1995 model. Belli bir dönemin lüks sporcusu gibi zannedilse de zamansız bir otomobil bu Ghibli, dönemi geçmez.
Önce biraz 1994 Maserati Ghibli Biturbo görsellerine bakalım mı…
Onu Tempra ya da 131 zannediyorlar!
Marcello Gandini tasarımı gövdeyi bugün Tempra zanneden de çıkıyor, tek kapı 131 zanneden de! Herkes otomobil tutkunu değil, bir kerede tanıyamayanlar için yazıyoruz zaten bu yazıları. O yılların modası köşeli hatların ardındaki motor ve süspansiyon teknolojisi dışarıdan anlaşılmıyor ki.
İlk kez Torino’da tanıtılmış
Mehmet Taşanyürek ile Kalamış’ta buluşuyoruz. Canavar kapalı garajda. “Işığı kaçırmayalım, güzel fotoğraflar çekelim” deyince Mehmet abi gürül gürül getiriyor otomobili.
İki kapılı safkan bir coupé Ghibli. Şimdiki dört kapılı sedanlar gibi coupéymiş gibi değil. Motor ısınırken biz de biraz laflıyoruz, anlatıyor da anlatıyor Mehmet abi. “Aslında 1992’de Torino’da tanıtıldı” diyor, “Ama en olgun hali 1994’te Cenevre’de ziyaretçilerle buluştu. Bu da o geliştirilmiş versiyondan. Kanat gibi yan aynaları var, jantları farklı. Ama en önemlisi dört farklı sertlik kademesinin ayarlanabildiği elektronik süspansiyonu var. Bunlara bir de ABS eklenince çılgın bir şey oldu. Bekleme, başlasana keyfini sürmeye…” Fırsatı kaçırır mıyım, fotoğrafçım Oytun ile hemen atlıyoruz Maserati’nin içine!
Ghibli zamanının ruhunu yansıtıyor
Ürkek dokunuşlarla ilerlemeye başlıyorum. Sonuçta huyunu suyunu bilmediğim 302 beygir var ayağımın altında! Belli mi olur, yağız at şahlandı mı durak dinlemez, neme lazım… Bir yandan usul usul ilerlerken diğer yandan kabini inceliyorum. Her şey ne kadar eski! Zaman ne acımasız ilerlemiş! Eski dediğim, teknolojilerden söz ediyorum tabii ki, zamanında lüks saydığımız her şey bugün en basit modellerde bile var neredeyse. Ve en sıradan markalarda gördüğümüz yeni teknolojiler 25 yıl öncesinin “otomobil tanrısında” yok! Tabii eksikleri fazlalarıyla değil, zamanın ruhuyla değerlendirmek gerekiyor Maserati Ghibli’yi. Yoksa camlar bile tek dokunuşla açılıp kapanmıyor, elektrikli olduğuna şükret diyor yanımda oturan fotoğrafçım Oytun, gülüyoruz.
Gandini sadece efsane modeller tasarlamış!
Dışındaki İtalyan stil ve şıklığı, Lamboghini Miura, Lamborghini Countach, BMW 5 Serisi (E12), Citroen BX, Alfa Romeo Montreal, Renault 5 Turbo, Fiat X1/9, DeTomaso Pantera, Ferrari Dino gibi olağanüstü tasarımlara imza atmış Marcello Gandini’den geliyor. Adamın sürpriz tasarımı yok, hepsi hatasız. Kabinde Fiat grubu markalarından bazı kumandalar dikkatimi çekiyor, kimi 132’den kimi Uno’dan. Ama geçmiş yıllarda bunu sorduğumda Bologna’da Maserati mühendislerinden biri söylemişti bana; “denenmiş parçalar sorunsuzluk yaratır”… “Bırak sorunsuzluğu, maliyetlerden söz et bana” demiştim içimden. Tabii Maserati müşterilerinin Fiat Uno’yu ya da Alfa Romeo 33’ü hiç görmeyeceklerini düşünüyor olmalılar! Her markanın huyudur bu… Marka fanatizmi!
2. el Maserati Ghibli fiyatlarına buradan bakabilirsiniz…
Haute Coutre iç mekan
Çift turbolu hız delisi
Karda garajdan çıkarmaya kıyamazsınız
Kırmızı üst kapaklı motorun en üstünde tabii ki trident sembolü var markanın. Gazın ayarını kaçırdığımda otomobilin arkası hemen hareketleniyor. “Islak zeminde bunu zapt etmek zevkli olmalı” diye geçiriyorum aklımdan. Yağmurda kaydıra kaydıra kullanılır ama karda Maseratisini garajdan çıkaracak kadar zengin kimseyle tanışmadım daha! 373 Nm torkun yüklendiği arka akslar hele hele karda vals de yaptırır tango da! Ama ayağına basarsanız es kaza… Hiç söylemeyeyim.
Ferrari F355’i yer bitirir
25 yıl bir otomobil için yeterince yorucu bir zaman. El üstünde tutulduğundan yaşını pek göstermiyor Ghibli. Gaz pedalına biraz yüklenince çok keyifli seslerle ilerliyor kurşun gibi. Mehmet Abi “çekinme bas biraz” diyor ama emanete saygı göstermeli, göze alamıyorum. “Ferrari F355’i filan yer bitirir” diyor.
Şimdi sıkı durun, otomobilin en çok sevdiğim donanımını yazıyorum, eveeet, kaputun altındaki havalı kornası! “Hoh-hoh” diye üflemeli bir enstrümandan çıkarmış gibi hissettiren zarif sese bayıldım. Polis ne der bilmem ama kendi otomobilime de taktırmaya karar verdim!